Ankara derbisinde skor olarak kazanan taraf Keçiörengücü oldu. Ama maçın geneline baktığımızda oyun anlamında üstünlüğünü ortaya koyan bir taraf yoktu. Nedenine gelince öncelikli olarak kaybetmemek adına sahaya çıkan iki takım vardı ve hata yapmamak adına oyunu orta alanda tutmaya çalıştılar.

Her iki takım da ikinci bölgede savunma yaparak başladı maça. İlk yarıda oyunu açmakta ve hücumları 3. Bölgeye taşımakta zorlandılar. Sıkışan oyunda, 2. bölgede kazanılan topları savunma arkasına atılan uzun toplarla sonuca gitmeye çalıştılar.

Maçın ilk bölümünde Gençlerbirliği, 2. Bölgedeki kazanılan topları daha iyi kullanarak, organize bir şekilde hücum etmeyi başardı ve rakibine göre daha tehditkâr bir görüntüdeydi. Ta ki Gençlerbirliği hücum oyuncusu Amilton sakatlanana kadar.

26.dakikaya kadar daha iyi hücuma çıkan, rakibi daha çok zorlayan Gençlerbirliği, Amilton’un sakatlanıp oyundan çıkması neticesinde, hücum gücünü bariz bir şekilde kaybetti ve rakip kaleye gitmekte zorlandı.

Keçiörengücü bu dakikadan sonra,  rakibinin de en tehditkâr oyuncusunu kaybetmesiyle, daha öz güvenli ve rakip savunmayı daha da zorlayıcı şekilde oynamaya başladı. Topa daha çok sahip olan ve rakip kaleye daha çok top taşıyan Keçiörengücü, rakip kalede pozisyonlar bulmaya başladı. Zaten yaptığı hücumlar neticesinde ve kazanılan duran toplarla, Gençlerbirliği’ne zor anlar yaşattı.

Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir deyimini, Keçiörengücü’nün attığı golü en iyi şekilde anlatacak nitelikte kullanabiliriz. Keçiörengücü rakip kalede bulduğu pozisyonlar neticesinde, Gençlerbirliği savunmasına zor anlar yaşattı ve hata yapmalarına sebebiyet verdi. Sonucunda 43. Dakikada attığı duran top golü ile Gençlerbirliği’ni devreye mağlup olarak gönderdi.

Şimdi bu yenilen golde irdelenmesi gerekilen en önemli şey, rakip korner atışı kullanırken, Gençlerbirliği’nin savunma oyuncuları kimi tutuyordu ve nasıl pozisyon almıştı. Recep Hoca bunun analizini en iyi şekilde yapacaktır.

İkinci devreye yenik olarak başlayan Gençlerbirliği daha önceden yaptığı sistem değişikliğini devre arasında yaptığı oyuncu değişiklikleri ile güçlendirmek istedi ama bir kere gömlekte ilk düğme yanlış iliklenmişti. İkinci yarı hocanın oynatmak istediği sistemde kanat bekler verimli olmayınca, hücuma katkı da az oldu.

Gençlerbirliği 2. yarıda kapanan rakibini açmakta zorlandı. Çünkü daha önceki maçlarda 5 li savunma ile kapanıp, hızlı hücumlarla sonuç almaya gidiyordu. Bu maçta yapılan oyuncu değişikliklerine bağlı sistem değişikliği de fayda getirmeyince az üreten ve sonuç alamayan bir takım görüntüsü oluştu.

Sonrasında hücum eden ama rakip kalede net pozisyonlar bulmakta zorlanan bir Gençlerbirliği ile savunmayı kalabalık tutarak kontra ataklarla rakip kaleyi yoklayan bir Keçiörengücü seyrettik.

Eldeki oyuncuların verimliliği bu kadar. Çok fazla bir şey beklememek gerek. Bir iki maç kazanırsın, ama sonrasında iki üç maç kaybedebilirsin. Ya da tam tersini yaşayabilirsin.

Ama şu gerçeği de atlamamak gerekir. Gençlerbirliği hücum hattında eksiklik yaşarsa rakip kalede net pozisyonlar bulması zor olur. Ayrıca Recep Hoca’nın da oyuna katkısı tartışılır hale gelir.