Futbol camiasında garip bir zafer havası var. Bu neyi gösteriyor ?

Yıllardır çıtayı ne kadar aşağılara düşürdüğümüzü…

Oysa son senelerde Avrupa finallerine 24 takım katılıyor. Eski senelerde 16 takım katıldığı için oldukça zorlanıyorduk. İlk defa 2016 finalleri 16 yerine 24 takımla oynandı ve biz vardık. 2020 finalleri de 24 takımla oynandı ve biz yine vardık. Demek ki artık finallere katılmak bizim için sıradan bir olay haline gelmiştir.      

Neden mi ?  

Eylül ayında FIFA tarafından güncellenen milli takımlar dünya sıralamasında 42. basamaktayız. Ancak üstümüzdeki sıralarda yer alan 21 adet Avrupa takımı var. Yani zaten ilk 24 takım içindeyiz. Ayrıca bizden sonraki sıralarda yer alan; Norveç (43), Romanya (47), Slovakya (48), Yunanistan (51), Finlandiya (54), İrlanda (55) gibi 6 takımı da eklersek geriye Avrupa’da ismi futbol ile anılacak başka takım kalmıyor.     

Kaldı ki işin daha acı tarafı; dünyada takım değerleri bizim 247,60 milyon euro tutan takım değerimizin çok gerisinde kalan bazı ülkelerde üstümüzdeki sıralarda yer alıyor.

Bunları da sayalım mı ?

İran (21) 52 milyon euro, Peru (22) 44 milyon euro, Avustralya (27) 41 milyon euro, Tunus (29) 66 milyon euro, Mısır (35) 122 milyon euro, Şili (36) 88 milyon euroluk değerleriyle bizden daha iyi sıralara ulaşmışlardır.  

Artık Avrupa’da 2 milyon nüfusu olup üstümüzde yer alan ülkeleri saymıyorum bile…

Sonuç olarak; son 3 Avrupa Şampiyonası finaline peş peşe katılabilmemizin ana nedeni, bu üç finalin de 16 takım yerine 24 takımla oynanmış olmasıdır. Elbette eski yıllardaki katılımlarımız daha büyük başarıdır ve bu son 3 seneyle kıyaslanamayacağı için farklı anlamlar yüklemek yanlıştır. Kaldı ki son 2 final katılımında, gruplarda herhangi bir başarı sağlayamadık. 2016’da 1 galibiyet 2 yenilgi ile finallere veda ettik. 2020’de puan alamadık, 3 yenilgi ile veda ettik. Puansız bitiren 2 takımdan biriydık ama gol averajımız daha kötü olduğu için 24 takım arasında son sırayı aldık.

İşte esas sorgulanması gereken de buydu…

Nitekim Dünya Kupası Finalleri de ilk defa 2026’da 32 takım yerine 48 takımla oynanacaktır ve bu da bizim yolumuzu açan önemli bir değişikliktir.

Dünya sıralamasında 42. sırada olduğumuza göre 48 takım arasına kalabilmemiz de sürpriz sayılamaz. Şimdiden buna da konsantre olmamızda fayda vardır…   

Yani 2002 yılında hem 32 takım arasına kalabilmek hem de dünya üçüncüsü olabilmek büyük başarıydı ve de hakkını vererek kutladık.

İnşallah 2026’da aynı başarıyı tekrarlarız ve o tarihte henüz doğmamış gençlerimiz de aynı mutluluğu yaşarlar. Yoksa katılım sağlamamız, daha çok bizim dışımızdaki şartlardan kaynaklandığı için bu kadarı ile  yetinemeyiz.

Takım sporlarında neler yapabileceğimizi gösteren kadın voleybol takımımız, bütün rakiplerini teker teker yenerek dünya 1 numarası olmuşlardır. Hem Avrupa hem de dünya şampiyonu olan kızlarımızı bu üstün başarılarından dolayı kutlarken, futbolumuzun önünü de açmış olmalarını diliyorum…