Futbolda adalet isteyen yok !
En fazla sesi çıkanlar İstanbul’un malum üç eski kulübü…
Hakemleri her türlü baskı altına alarak kendilerine avantaj sağlama peşine düşmüşler. Oysa üçü de şikayetçi olduğuna göre hakem camiasının içlerinden birisini veya ikisini tercih etmediği çok açık belli değil mi ?
Yıllardır Anadolu takımları ile oynadıkları maçlarda yeteri kadar çifte standart uygulanmış zaten kendilerine. Ancak VAR sistemi ortaya çıktığından beri, ofsayttan gol kazanmak, penaltıyı hakeme yedirmek tarihe karıştı. Bu kadarını bile kabullenemediler. Hâlâ verilen ve verilmeyen kartlarla avantajları sürse de daha fazlasını istiyorlar.
Sadece bu kulüpler mi hakemlerden şikayetçi ?
Hayır. Öncelikle iğneyi kendimize batıralım ve Gençlerbirliği ile devam edelim. 26 maçta 18 puan toplanabilmiş (maç başı puan ortalaması 0,69), sadece 4 galibiyet alınabilmiş olmasına rağmen bütün kayıplarımızın sebebi hakemler olmuş !
Yanlış anlaşılmasın, bunu seslendirenler adeta yönetimin sesi olmuş yancılar !
Sezonun ilk yarısını son sırada bitirmişsin ve tek kişi bırakmadan bütün kadroyu değiştirmişsin…
Yahu hakemler suçluysa bütün fatura neden futbolculara kesildi acaba ?
Güya maç kritiği yapıyorlar, dinliyoruz; futboldan bahsedecekler, kötü performansı değerlendirecekler değil mi ?
Yok öyle olmuyor, hakemleri suçluyorlar…
Kulübeden fırlayıp hakeme saydıran futbolcuyu (Enes Keskin), arkasındaki futbolcuya söz geçiremeyen hocayı görmezden gelip sarı kartı tartışıyorlar…
Bir yabancı futbolcu (Ivan Ikic), herhalde ailesini özlemiş olacak ki, kendisini oyundan attırmak için her şeyi yapıyor, neyseki hocası kenara alarak sarı karttan fazlasına izin vermiyor. İşte buna da itiraz ediyor yancılar. Hakemin yerine kendilerini koysalar, yakalarına yapışan ve devamlı itiraz eden futbolcuya beyaz bayrak sallayacaklar sanki !
Kaptan durumundaki futbolcu (Abdullah Durak), burnunu hakemin burnuna dokundurarak itiraz hakkını kullanıyor. Güzel şeyler söylemediği de çok açık…
“Kaptan itiraz eder” şeklinde, kart gerekmediğini ileri sürüyorlar. Ne sarısı be, hakem biraz cesaretli olsa bu kartın olması gereken rengi kırmızıdır !
Rakibe gaddarca girerek bacağını esneten futbolcuya (Uğur Akdemir) gösterilen sarı kartın VAR uyarısı ile kırmızıya dönmesini eleştiriyorlar. Vallahi pozisyonun tekrarını zor izleyebildim, içim bir tuhaf oldu. Bacağın kırılmaması büyük şanstı ve hakemin bunu sarı ile değerlendirmesi de acemiliğinden kaynaklanıyordu. “VAR bunu görmezden gelmeliydi” diyor vicdanlı (!) arkadaşlar…
Sonuç olarak; hakem camiasından destek bekleyenlerin sayısı sürekli artmaktadır. Hakemler hata yapmaktadırlar ama eski yıllara göre her kulübün payına düşen hatalı kararlar birbirine yakın sayıda dağılmaktadır.
Eğer öyle olmasaydı, bütün liglerde şampiyonluğu hakedenlerin yeri ile ligden düşmeyi hakedenlerin yeri eninde sonunda vicdanları rahatlatacak bir sıralamaya kavuşmazdı.
Bütün kulüplerdeki yancılar en büyük kötülüğü kendi kulüplerine veriyorlar. Bunların taraftarlıkları tartışmalıdır. Çünkü faturayı hakeme kesip; işini kötü yapan yönetimi, kenar süsü gibi duran hocayı ve mücadele etmeyen futbolcuları kurtarıyorlar. Sonra da taraftarız diye ortalıkta geziyor ve istemedikleri sonu kabullenmek zorunda kalıyorlar. Aynı hakemler ise görevlerini sürdürmeye devam ediyorlar…
Eğer maç içinde hakeme yıkılacak bir olay çıkmazsa, bunlarda bahane bitmez !
“Yağmur yağmasaydı, rüzgar çıkmasaydı, zemin kötü olmasaydı…”
Yani halamın sakalları olsaydı amcam olurdu misali…