Hoca maçtan sonra “en azından 1 puan alabilirdik” demiş. Evet alabilirdik ama ne işe yarardı bir de onu açıklasaydı bari. Ben söyleyeyim; sadece beşte sıfır çeken hoca siftah yapmış olurdu, yoksa söylediği hedef için artık çok geç…

Bir koca yarı yılı boşa harcadıktan sonra ligin ikinci yarısına yeni transferlerle takviyeli olarak çıkacağız. Tarih, şimdiye kadar ilk yarıyı tek haneli puanla bitirip, daha sonra bunu telafi edebilen bir takımı yazmıyor.  

Her yenildiğimiz maçtan sonra galibiyet serisi bekleyen hayalperestler, yenilgi serisinin devamı karşısında bile mahçup olmadılar ve geyik muhabbetine devam ettiler. Bu bakımdan hâlâ bu arkadaşlara “şu maçta skor ne olur ?” diye sormanın anlamsızlığı ortadadır.

Bu yapılan transferlerin tek faydası, belki önümüzdeki sezon 2. ligde (gerçeği 3. lig) aynı akıbetle karşılaşmamızı önleyebilecek olmasıdır.   

Eğer bu yasak zamanında kalksaydı, başarılı hoca Metin Diyadin takımın başında kalacak, bizim kulüpte 100. yılında en azından play off’u zorlayacaktı.

Şimdi yukarda bahsettiğim hayalperestler, yönetimi de yanıltmakla kalmamış yasağı kaldıramayacakları anlaşılan Altay, Yeni Malatyaspor, Erzurumspor ve Denizlispor’a gelmesi muhtemel ceza puanlarına bel bağlamış bulunuyorlar. Bu takımlardan 3’ü zaten bizimle birlikte yolcudur…

Ancak Altay’ın puanı 21, Erzurumun 20’dir…

Bu iki takımdan 3’er puanı silin ve duruma bir kere daha bakın. İkinci yarıda en az 32 puan almamız lazım. Yani ilk yarıda lig ikincisinin aldığı kadar puan toplamamız gerekiyor. Bu da 9 galibiyet, 5 beraberlik yapar.  

Eylül ayında yasağın kalkmayacağı anlaşılınca, bu ligi sonuncu bitireceğimizi yazmış ve tepki almıştım. İlk yarının sonucu malum…

Peki ben falcı mıyım ?

Hayır. Transfer yasağı olan diğer takımlardan bizi ayıran önemli bir özelliğimiz vardı. O da yasaklı takımların hepsi kadro çoğunluğunu ellerinde tutarlarken, biz yasaklı kadrodan kaçışları engelleyemedik. Yani bizim beceriksizliğimizi iki ile çarpmak lazımdı. Ve bu sonuç göstere göstere geldi. Ancak çekirdekçiler, Hacettepe’nin çöküşünden ders çıkartmadıkları gibi  “bizim çocuklar” diye diye boş yere umut dağıttılar. Şimdi de pişkin pişkin ligin ikinci yarısındaki 3-4 takviye için aynı şeyleri söylüyorlar. Ve de yine hayal görüyorlar…

Komşudan gelen 36 yaşındaki yeni transfer tek başına bizim tesislerde çalışmaya başlamış. Alt yapıdan çocuklar yeni hoca geldiğini zannetmişler.

Şimdi bir tane de 40’lık Eyüpspor’dan bekliyoruz.

Be kardeşim hiç mi ayarınız yok !

‘Çocuklar ve amcaları’ yerine bir orta yol bulmak o kadar mı zor ?