Gençlerbirliği'nde Niyazi Akdaş'ın kaç kez bırakıp geri döndüğünü ben hatırlamıyorum.

Sayanlar vardır belki... 

Benim anladığım kadar Niyazi Akdaş duygusal biri...

Çabuk karar veriyor, sonra geri dönüyor...

İnsanlara hemen güveniyor... Kendi gibi karşısındaki kişilerin sözünü senet sanıyor.

Sonu ise hep hayal kırıklığı oluyor.

Bu da Gençlerbirliği'ne büyük zarar veriyor...

Yine kulağımı ayrılık lafları geliyor. Zaten büyük para vaad eden bir yönetici istifa etti... Diğerleri de yan çizmeye başlamış...

 

Olayın diğer yönü ise Niyazi Akdaş'ın yanından hiç ayrılmayanlar...

Onların suçu yok mu?

Onlar Gençlerbirliği'ni en fazla sevenler olabilir.

İtirazım yok...

Ama kulübe zarar verdikleri aşikar.

Ya benimsin ya da kara toprağın...

Ya benimsin ya da toprağın! söylemi bu ülkenin kaderi değildir.

 

Bırakın kardeşim Niyazi Akdaş'ın yakasını... Bırakıyorsa bıraksın... Adam biletini almış Bodrum'a tatile gidecek. Niye gidip ikna ediyorsunuz.

Kendi karar versin, ceremesini de kendi çeksin.

Gençlerbirliği bundan kötü olmaz...

Acaba 'Niyazi Akdaş giderse biz de gideriz' korkusu mu yaşıyorlar?

Transfer komitesinde onlar var. Üye kabul komisyonunda da onlar var.

Onlar istemezse kimse kulübe üye olamıyor.

 

İtiraz eden olursa Niyazi Akdaş tanığım...

Gençlerbirliği'nin efsane gelen kaptanı Zeki Ünaldı'nın oğlu Alper Ünaldı kulübe üye yapılmıyor.

Neymiş başkana küfür etmiş... Gören var mı?

Neymiş Zeki Ünaldı istemiyormuş.

Ne Alper Ünaldı küfür ettiğini kabul ediyor ne de Zeki Ünaldı öyle bir istekte bulunmuş...

Tek nedeni üye kabul komisyonundaki arkadaşların arkadaşı olmaması gibi geliyor bana... Ya da 'Alkaralar' üyesi değil her halde...

 

Sorarsan 'Gençlerbirliği Kültürü' onların tekelinde...

Gençlerbirliği kültürünün ne olduğunu bir onlar biliyor...

Bilen varsa açıklasın da biz de öğrenelim şu Gençlerbirliği kültürünü...

Hadi Alper Ünaldı'nın küfür ettiğini kabul edelim...

Bu zaatlar Murat Cavcav başkanken onlarca insanın önünde loca basıp ana avrat küfür eden ve bu nedenle disiplin kuruluna sevk edilen Arif Ölmez ile neden aynı yöntimde yer aldı...

Ona ne diyeceğiz... Gençlerbirliği kültürünü Arif Ölmez abimiz için görmezden mi geleceğiz?

Mesela sadece seçimi kazanmak için Gençlerbirliği Kültürü'nü görmezden mi geleceğiz?

Mesela yönetim kurulunda görev bölümü sonrası arkadaşların görev yapmasını engellemek de bu kültrün ürünü mü?

Mesela medya mensuplarını 'bizim gazeteciler', 'diğer gazeteciler' diye ayırmak da o kültüre dahil mi?

Parayı siz verin biz yönetelim?

Dünyanın hiç bir yerinde böyle 'Parayı siz verin biz yönetelim' şeklinde bir tarz yok...

Türkçe'de güzel bir söz var. 'Parayı veren düdüğü çalar'

Bırakın Gençlerbirliği'ni bırakıp gitmeyecek Gençlerbirlikli ve parası olanlar yönetsin...