Her şey son haftaya kaldı !
Seyircimizin desteği, futbolcularımızın mücadele azmi ile bu maçı da kazandık. Tek şansızlığımız Altınordu- Erzurumspor maçını Erzurumspor’un kazanmış olmasıdır. Eğer tersi olsaydı, aradaki fark 4 puana çıkacağından Erzurumspor düşmüş olacak, bizler de sezonu mutlu bir şekilde tamamlamış olacaktık. Neticede Altınordu hem kendini ateşe attı hem de bize 1 hafta daha sıkıntılı bir bekleyiş sundu. Son maçta bize 1 puan gerekiyor. Bunu da mutlaka almamız lazım. Allah korusun biz yenilirsek; her iki rakibimiz de 37 puana ulaşmaları durumunda üzerimizde yer alıyorlar.
Dolayısıyla bütün bir sezonu düşme korkusuyla son sıralarda geçirdikten sonra, son maça da rahatlayamadan çıkacağız. Üstelik çok önceden lige havlu atmayıp buraya kadar ulaşmamız bile; rakiplerden puan silinmesi, aynı rakiplerin transfer yasaklarının devam etmesi, düşecek takım sayısının yarıya düşmesi, Altay’ın 6 maç seyircisiz oynama cezası alması, Altınordu’nun yabancısız oynaması, Erzurumspor’un bütün maçlarını kendi ilinden 1200 km uzakta oynaması sayesinde gerçekleşmiştir.
Eğer şanstan, kısmetten bahsedeceksek, bundan büyük şans olabilir mi ?
O bakımdan kimse çıkıp, “biz düşmeyi haketmedik” veya “hakem kurbanı olduk” kabilinden kendisini kandırmasın…
Biz düşmeyi öyle hakettik ki; hem de ilk devrenin bitiminde aldığımız 7 puanla ve ta o zaman…
Sonradan takımın tamamının değiştirilmesi sonucunda, ikinci devre bu 7 puanın 4 katını almamıza rağmen son dakikaya kadar yoğun bakımdan çıkamadık…
Rakiplerimiz yukarda saydığım olumsuzlukları yaşamasalardı, biz bu çıkışa rağmen ümidimizi son haftaya taşıyabilir miydik ?
Bir yönetimin başarısını ölçerken; işleri kolaylaştıran çevre koşullarına da bakmak gerekir. Eğer buna rağmen tekneyi su üstünde tutmakta zorlanıyorlarsa, yapılan güzellemelerin altını hiçbir şekilde dolduramazsınız…
Kaldı ki idari hatalara ve görev ihmallerine henüz girmedik. Onları sezon sonuna bıraktık !
Hani tabelaya göre yazmayacaktık ya…