Hâlâ o görevlerde neden kalıyorsunuz ?
Keçiörengücü maçı bize yaramayan bir şekilde sonuçlandı. Oyuna dair Mete Kaan’dan başka kayda değer bir şey yoktu. Bu oyuncu önce 15. dakikada kendi götürdüğü topu kaleye güzel gönderdi ama kaleci kurtardı. Aynı futbolcu sayesinde 17. dakikada ceza sahasının hemen yakınından serbest vuruş kazandık, bu da tehlike yarattı. Ve nihayet aynı futbolcunun 25. dakikada kısa düşen bir geri pası yakalayarak attığı ilk gol var. Maçın 80. dakikasında da rakip takımda kaleci Metin’in cezası nedeniyle genç yedek kaleci Boran’ın yanlış yer tutması sonucunda, Buğra’nın kornerinden kimseye değmeden gol olan pozisyonumuz var. Futbola dair bizim cephede hepsi bu kadar…
Şimdi geliyoruz disiplin eksikliğini gideremeyen Mustafa hocamıza…
Geçen haftanın disiplinsiz oyuncuları Ivan Ikic ve Enes Keskin idi. İkisini de ödüllendirdi. Bu hafta onlara Abdullah Durak ve Uğur Akdemir eklendiler. Bir kaptan hakeme itiraz edebilir ama kafa atar tarzında fiziksel temaslı o çirkin hareketi yapamaz. Bana göre tecrübeli bir hakem olsaydı o hareketin hakkı kırmızı olurdu. Uğur’un rakibe yaptığı hareketin VAR’a gitmesi de acemi hakem işiydi. Anında kırmızı göstermeliydi. Bunların hepsini kenarda soğuk kanlı şekilde seyreden ise bir hoca vardı !
Geçen hafta sahanın en kötüsü Doukara’yı 90 dakika oyunda tutan hoca, bu günkü maçın en iyi adamı Mete Kaan’ı 75. dakikada oyundan aldı. Bu da oyundan nasıl kolay koptuğunun resmidir…
Şimdi buradan yancıları uyarıyorum; önümüzdeki hafta 3 puan garanti (Adanaspor), aman ha sakın ‘sahada kazandık’ muamelesi yapmayasınız…
Manisaspor maçından sonraki hafta bir 3 puan daha (Yeni Malatyaspor) var. Bunlar bonus kısmı. Kalan 8 maçın sadece 3’ünü (Altay, Bodrum, Sakarya) evimizde oynayacağız. Deplasmanda oynayacağımız 5 maçın 4’ü süper lig hedefi olan Manisaspor, Eyüpspor, Rizespor ve Bandırmaspor ile diğeri bizim gibi can derdindeki Erzurumspor ile…
Galibiyet için Altay ve Erzurumspor dışında gözünüze kestirdiğiniz başka bir takım var mı ?
İki galibiyet, 4 beraberlik alırsak, 24+10 = 34 puanla düşeriz.
Üç galibiyet, 2 beraberlik alırsak, 24+11= 35 puanla yine düşeriz. Her iki şekilde de, bu günden itibaren 3 yenilgiden fazlası bizi yolcu yapar.
Hani yine hayal kuracaksınız ya biraz ölçülü olsun diye yardımcı olmak istedim!
Yeni kurulan takımın düşmeyecek seviyede yenilendiğini birkaç defa söyledim ama onu da zor becerecekleri anlaşılıyor. Eğer kurtulursak bu yancılar zafer diye yutturmaya çalışacaklar. Yemezler !
Şimdi gelelim Başkanlık makamına…
Hacettepe’yi düşürdünüz, Gençlerbirliği’ni düşürmek üzeresiniz; sadece sahadaki hüsran için değil, kulübün kıt kaynaklarını heder ettiğiniz için de gitmelisiniz ?
Tek başına Arda Güler haklarını yok pahasına Fenerbahçe’ye hediye etmeniz, istifa etmeniz için yeter de artar bile…
Daha onlarca sebep var da şimdilik bu kadarı ile yetinelim !
Birçok defa yazdım, bu futbolcunun asgari bonservis bedeli 50 milyon euro olur diye. Bizim payımıza da en az 10 milyon euro düşerdi. Üstü var altı yok…
Yarın, sakın bize dönüp, “o günden bu günü nasıl görecektik” demeyin. İşte yazılar arşivde duruyor. Daha Ali Koç ile ilk görüşmeyi yapmadan önce sizleri uyardım. Sadece ben değil, Alpaslan Göksel Gültekin’de defalarca uyardı. Dinlemediniz…
Üstelik 1 milyon mu aldınız, 1.5 milyon mu aldınız bunu bile bilmiyoruz, çünkü açıklamıyorsunuz. Ancak bu işten çırak çıktığımızı çok iyi biliyoruz…
Aradaki farkı cebinizden ödemek zorundasınız…
Çünkü; artık Arda sınırlarımızı aştı ve dünya futbolunun gündemine girdi. Bu çok önceden belliydi ve sadece sizler bunu göremediniz…
GOAL dergisi geçmişte her yıl bir kişiye verdiği NXGN ödülünü bu sene 9 kişiye paylaştırdı. Önce 2004 sonrası doğumlu en potansiyelli 50 futbolcuyu belirlediler. Sonrasında içlerinden 9 yıldızı seçtiler. Bunlar; Gavi, Y. Moukoko, R. Lavia, A. Garnacho, Endrick, Mathys Tel, M. Ali Cho, Arda Güler ve W. Zaire-Emery oldular.
Derginin Arda Güler için kullandığı ifade; “Türk Messi lakaplı Arda, birkaç yıldır gündemin zirvesinde ve 2021 yazında Fenerbahçe’de A takıma yükseldiğinden beri bunun nedenini kanıtladı. Çok az kişide olan top sürme ve top kontrol yeteneğine sahip. Arda, Messi’nin yanı sıra Mesut Özil’e benzerliği ile de dikkat çekiyor. Özil’in bir gün ‘dünya yıldızı’ olacağını söylediği Arda, Arsenal, Barcelona ve Bayern Münih gibi takımların takibinde” şeklindeydi.
Sonuç olarak; spor sahasını ve finansal kısmı doğru yönetemeyen bir heyet, başka hangi olumlu özelliği ile görevde kalmayı hakediyor acaba ?
Bizi ikna edin, ilelebet konuşmayalım…