Sezon başında şampiyonluğun en önemli adayları arasında Ankaragücü de sayılıyordu. Elbette bu günkü maçtan önce de favori Ankaragücü idi. Zira kadro değeri bizim tam iki katımızdır…

Ancak hayalperestler hayatlarında şansa daha fazla yer verdikleri için beraberliği bile düşünmüyor olabilirler. Ve tabelaya 3 puanı baştan yazabilirler.

Bunlar yukardaki gerçekleri değiştirmez.  

Hatta her iki hoca için de “bu maçta kaybeden gider” söylentisi çıkardılar. Baştan beri hocamız ile ilgili görüşüm biliniyor. Ancak bu maçın neticesine bağlı olarak hoca göndermek acemiliğin tepe noktasıdır. Zira kolay maçları kaybedince yapılamayan işlemi en zor maçın sonuna bırakmanın alemi var mı?

Ankaragücü hocası için durum biraz farklıdır, onu da kendi kulübü düşünsün !

Şimdi bu tek maça bakarak hocamıza puan vereceksek; son galibiyeti 4 yıl 9 ay önce almışız. Bu süre içinde oynadığımız 8 maçta sadece 2 beraberliğimiz var. Üç buçuk senedir de ezeli rakibimize karşı golümüz yoktu. Bu gün attık…

Gençlerbirliği bu gün kazandı. O zaman hoca da kalıcı olsun mu ?

Yani bu kadar büyük farka rağmen bu maç hoca için kriter olabilir mi ?

Elbette olamaz ama ne yaptığını bilenler için… 

Peki bundan sonrası ne olacak ? Şimdiye kadar neler olduysa aynısı…

Maça gelince; kalemizde Erhan gibi bir kaleci olmasaydı daha ilk yarıda Ankaragücü farka giderdi. İlk 45 dakikada isabetli şutlarda 5-1 öndeydiler. Rakip ceza sahasında topla buluşmada 13-6 öndeydiler. Yani Gençlerbirliği ilk devreyi yine boşa harcamış oldu.

Oyuncu değişikliği olmadan ikinci yarı başladı. 59. dakikada Rotariu sağ kanattan ceza sahasına girdi ve yanındaki bomboş durumdaki arkadaşına topu yuvarlamak yerine sorumsuzca attığı şut auta gitti. İyi de oldu, zira maçın en önemli kaçan pozisyonuydu. Yani ikinci yarıda da Ankaragücü hesabına karavanalar devam etti. 

61.dakikada Buğra oyuna girdi. 63. dakikada kullandığı korner atışını penaltı noktasına gönderince, Alperen’in kafa vuruşu maçın tek golünü getirdi. Buğra 72. dakikada sakatlanarak oyundan çıktı. 11 dakika sahada kalıp oyunun kaderini değiştiren oyuncu durumundaydı.

Maçın adamı Erhan oldu. Golden sonra bizim takımın skoru koruma mücadelesi de övgüye değerdir.

Sonuç olarak; tabelaya bakarak bundan sonrası için farklı bir şey söylemek mümkün değildir. Eğer play off mücadelesi isteniyorsa Ocak ayında kaliteli 2-3 takviye şarttır. Yoksa ‘iki ileri bir geri’, sezon sonunu ortalarda bir yerlerde bitiririz. Hâlâ golcümüz yok, gol atan stoperimiz var. Ve hâlâ ligin en az gol atan üç takımından biriyiz…