Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir
Televizyonu 6 dakika geç açınca gördüm ki; bizim takım iki alt ligden (lig seviyesi 4. lig) Niğde Anadolu’dan daha maçın başında golü yemiş.
Şaşırdım mı ?
Evet şaşırdım. TFF 1. Ligin en zayıf kadrosundan 2. lig seviyesinde performans bekliyordum ama 3. lige yetemeyecek kadarını beklemiyordum !
Şimdi bazı yancılar çıkacak ve diyecekler ki; “bizim Türkiye Kupası’nda ne işimiz var, hafife aldık.” Bu hem başka bir şeydir hem de züğürt tesellisidir.
Bu maçta kendimizi ölçmüş ve boyumuzun ölçüsünü de almış olduk. Oynaması gereken bütün ağır toplarımız sahadaydı. Seneye yer alacağımız alt ligin de efelerinden olamayacağımızı bu vesile ile öğrenmiş bulunduk.
19. dakikada Niğde Anadolu’nun direkten dönen topu gol olsaydı rakip hesabı erken kapatmış olacaktı.
Gençlerbirliği kadro değeri 4.58 milyon euro, Niğde Anadolu’nunki 10 bin euro…
Yani iki takımın kadro değerleri arasındaki fark tam 458 kat…
47. dakikada gelen beraberlik golümüzden sonraki sevinç gösterileri aslında hüzün vericiydi…
Neden mi ?
20 yıl önce nelere seviniyorduk, 20 sene sonra nelere…
Maçın 90 dakikasında turu geçemedik. Eğer bu maç bir lig maçı olsaydı kendi sahamızdaki 5. maçta ancak 2. puanı almış olacaktık !
Uzatma dakikalarında rakibin defanstan bir oyuncuyu kaybedip 10 kişi kalmasıyla Taşkın hoca da yenilgi serisine devam etmekten kurtuldu. Ama müsaade ederse bunu saymıyoruz, ligdeki seriye bakıyoruz !
Geçen sezon yaşadığımız ‘Mardin 1969 Spor’ yenilgisinin tekrarını görmemek tesellimiz olsa da, sırf bir arkadaşın moralini düzeltmek uğruna inisiyatif kullanarak son anda penaltıcıyı değiştirmek ciddiyetle bağdaşmaz.
Yazıyı bitirmeme rağmen hocanın maçtan sonra ne söyleyeceğini de merakla bekliyorum. Zira geldiği günden bu güne kadar söylemlerinde büyük değişiklik görüyoruz.
Samsunspor maçından önce; “Transfer açılırsa güzel ama açılmasa da ben karamsar değilim” sözünün ve 2 yenilginin ardından ayaklar yere bastı.
Keçiörengücü maçı geçildikten sonra da; “Geçen sene kümede kalmanın en büyük sebeplerinden birisi Sandro Lima’ydı. Öyle bir futbolcu şimdi olsaydı sıkıntı yaşanmazdı. Kadro derinliği oluşturmak gerek. Gerçekçi olmak lazım, transfer kapalı, ilk hedefimiz ligde kalmak.”
Taşkın hoca bunun da zor olduğunu söylemek için 1 ayın bile dolmasını beklemedi ve Metin hoca ile aynı noktaya geldi…
Gördünüz mü çekirdekçiler, “alt yapıdan geldi” diye sevindiğiniz hoca nasıl Sandro Lima hayaliyle yanıp tutuşuyor !
Cümleten geçmiş olsun…