Kendi işletmeniz olsa yemekhane için aşçı yerine aşçı yamağı alır mısınız ?

Ortaya nasıl bir yemek çıkarabileceğini kanıtlamış, hiç değilse küçük bir yeme içme işletmesinde bir menü yaratmış ve kendisini kanıtlamış olmasına bakarsınız değil mi ?

Yok, Ersun Yanal’a sormuşlar, o da geçer not vermiş. Yahu bir kişi yanında çalışmış bir personel için olumsuz rapor verir mi ? Verirse, “sen nasıl birlikte çalıştın?” diye adama sormazlar mı ?

Gelen teknik adam adayı da; “ben önce alt liglerde deneyim kazanayım, sonra yüz yıllık kulübün antrenörü olayım” diye içinden hiç geçirmez mi ?

 

 

Anlaşılıyor ki; bu işe de ahbap çavuş ilişkisi hakim olmuş. Fenerbahçe’de çalışanlar bizim kulübe üst görevler için staj yapmaya geliyorlar. Bizi yönetenler de Gençlerbirliği’nin staj yeri değil, mücadele yeri olduğunu bir türlü anlayamıyorlar.

Mert Nobre olayından hiç ders alınmaz mı ?

Futbolcu olarak 2019’da formayı çıkarttı, 2020’de teknik direktör oldu. Daha azı kurtarmadı. Bizim çekirdekçiler ise futbolculuğuna bakarak hocalığı için hüküm verdiler. Biz yine ilk günden “böyle olmaz, bu işin sonu hüsran” dedik.

 

 

Sonra ne oldu ?

0,71 puan ortalaması ile veda etmek zorunda kaldı. Bizden sonra Altay’da yardımcı antrenörlük yaptı. Peki bu tenzili rütbe durumu hem hoca için hem de bizim yönetim için ders çıkarılacak bir sonuç üretmez mi ?

Üretmediği ortada…

Mert Nobre şu  anda nerede ?

Evinde, iki yıldır kulüpsüz… 

Zira “iyi futbolcudan iyi hoca olur” diye bir kural yoktur.

Eğer hemen bir köşe başı tutayım demeseydi ve mesleki eğitime devam etseydi belki farklı olabilirdi. Ancak ister yönetici ister hoca olsun; etrafın dolduruşu ile karar almaya kalkıldığında duvara toslaması kaçınılmazdır.

 

 

Şu anda Recep Karatepe’yi yanında asistan olarak çalıştıracak Gençlerbirliği camiasında en az 10 hoca vardır. İsterseniz hemen saymaya başlayabilirm…

Bunu en iyi bilecek yönetici sevgili Harun Erol olması gerekirken o da hayal kırıklığı yaratmaya başlıyor…

Gençlerbirliği Tesisleri’nde C Blok, “takım öğütme bölümü” olarak konumlandırılmıştı. Allahtan üçüncü çakma Hacettepe’nin binaya yerleşeceği haberleri yalanlandı. Yani ikincisinden kurtulduk diye sevinirken, yeni bir heyecan yaşamış olduk. Önceki yönetim etrafa bir baksaydı; herhangi bir kulübün  seçtiği pilot takımı bünyesine katmadığını görürdü.  

 

 

Pilot takım olarak bir kulüple anlaşılabilir.

Tesislere yerleştirmek ne oluyor ?     

Hele hele adını Hacettepe yapmak neyi değiştiriyor ?

Geçtiğimiz yılki Hacettepe, televizyonların spor kanallarında Altındağ Belediyespor olarak yer aldı. Yani TFF sayfasında değiştirmek yetmedi !

Sözleşmenin feshedilmesine gelince; sözleşme kendiliğinden geçerliliğini yitirmiştir. Ne yani amatör kümeye düşmüş bir kulüp profesyonel yaşantısına aynı şekilde devam mı edecekti ?

Yani iş kendi kendine çözülmüştür. “Her işte bir hayır vardır” sözü bu duruma çok uygun düşer…

 

 

Sonuç olarak; zaten Ankara’da yerleşik olan tecrübeli hocalardan birini seçmek, macera aramaktan iyidir. Ocak ayındaki gibi çöp transferler yerine bizim alt yapıdan veya diğer Ankara kulüplerinin alt yapılarından kadroyu takviye etmek daha olumlu sonuç verir. 

Gençlerbirliği Tesisleri dahilinde ise; restoran ve havuz işletmesi veya herhangi bir bölüm hiç kimseye tahsis edilmemelidr. Üstelik sosyal tesisin nasıl işletileceğine dair uzmanlığı olan bir Başkan’a da sahipken…