Zorunlu bir sezon sonu yazısı !
Son yıllarda, her sezon sonu olduğu gibi eşeğimizi önce kaybettirip sonra bulduranlar kahraman muamelesi görmek istiyorlar. Sanki sezonun ilk yarısındaki kaosu başkaları yaşatmış, Ocak ayı başında da yeni bir yönetim gelerek mucize yaratmış…
Eğer durum böyle olsaydı, ‘teşekkür etmek’ ne demek, bahçeye bir heykel daha dikmek şart olurdu. Ancak sezonun tamamından sorumlu olan yönetim aşağıda belirteceğim bütün idari eksiklerden ve son güne kadar yaşattıkları sportif sıkıntılardan da sorumludurlar.
Sezonun ilk yarısı boyunca dut yemiş bülbüle dönen ne kadar yancı varsa, ocak ayında kadronun tamamen yenilenmesi ile ortaya dökülüp alaycı mavralara başlayınca; kimse kusura bakmasın, tabeladan bağımsız olarak saha dışı durumu da konuşmak şart oldu…
Son maçın ardından da verdikleri mesajlarla; Niyazi abilerini son dakikadaki kurtuluşun ardından büyük kurtarıcı yapmış durumdalar !
Biz de söz verdiğimiz üzere saha dışını sezon bitiminden sonraya bırakmıştık.
Dolayısıyla şimdi gelelim o konulara…
Eğer Başkan görevini zamanında yapsaydı; yani bu transferleri kış yerine yaz mevsiminde gerçekleştirecek şartları oluştursaydı şimdi başka şeyler konuşuyor ve muhtemelen de en azından play off kovalıyor olacaktık.
Peki şimdi ne oldu ?
Çabuk unuttuğumuz için kayda alalım da yalancı baharın ardından gelecek kara kışa hazırlıksız yakalanmayalım…
. Hacettepe’yi yaşatmak bizim gibi bir kulüp için çok kolayken, Başkan bunu bile başaramadı…
. Yetmezmiş gibi hâlâ medyada eski adı ile anılan (maç sonuçları verilirken) başka bir kulübü isim değişikliği ile tesislere dahil etti…
. Transfer yasağını zamanında kaldıramadı…
. Bunu yapamayacağını anladığı anda bırakıp kaçtı…
. Elini taşın altına koyacak bir başkan adayını engelledi…
. Kısa bir dönem emanetçi başkana görev devri ile kulübe zaman kaybettirdi…
. Bütün uyarılara rağmen Arda Güler hakkını yok pahasına (en azından beşte bir fiyata) Fenerbahçe kulübüne devretti. Kaybımız en az 8.500.000 euro dur.
En az dememin sebebi; Bonservisi 50 milyon euro dan az olamayacağı, bizim payımıza düşecek payın 10 milyon euro dan az tutmayacağı ve aldığımız meblağın 1,5 milyon euro olduğu varsayımına dayanmaktadır.
. Beytepe’de bulunan Beysu Evlerinde gerçekleştiği söylenen yolsuzluk iddiaları hakkında ne işlem yapıldığı açıklanmadı. Buharlaşan 120 daire karşılığında kulübe gelen sembolik tutarın 11 milyon lira olduğunu duyduk.
. İlk yarıdaki en başarılı futbolcumuz Barış Alıcı gönderildi. Kadroda tek kişi bırakacaksanız böyle bir senede o Barış olmalıydı.
. Yetmedi, bizim gençleri gözden çıkartanlar Başakşehir kadrosunda bulunan Sekou Bangoura’yı sezon sonuna kadar kiraladılar. Kulübünde henüz profesyonel bir maça çıkmayan 20 yaşındaki bir futbolcuda iyi bir gelecek görürsünüz de bonservisi ile alırsınız, bunu anlarım. 4 aylık kiralama nedir, anlayan varsa beri gelsin. Nitekim 7 maçta aldığı süre toplam 275 dakika…
. 2022 Temmuz ayından beri kulüpsüz olan ve 6 aydır ayağını topa değmemiş olan 33 yaşındaki Chukwuma Akabueze bir başka tuhaf seçimdir. Bu arkadaş da 6 maçta toplam 95 dakika süre almıştır.
. Sivasspor’dan 4.5 aylığına kiralanan Özkan Yiğiter, Sivasspor’da hiç oynamadığı gibi bizden önce kiralık gönderildiği Kırıkkale Anadoluspor’da da oynamamıştır. Nerede izlendiyse kurtarıcı olarak kadroya dahil edilmiş, 3 maçta toplam 15 dakika süre alarak yanlış seçim olduğunu onaylatmıştır.
. Bizden önce Manisaspor kadrosunda yer alan Özgür Çek defans oyuncusu olmasına rağmen o takımda tek 90 dakikası vardı. Diğer maçlarda ise 4-5 dakikalık oyuncuydu. Bizde de 4 maçta toplam 151 dakika süre alabildi...
. Torje eski günlerinin hatırına getirilen ve 90 dakika oynayabildiği tek maçı olmayan bir başka yanlış seçimdi.
Ocak ayındaki transferleri sıfır hatalı gibi göstermeye çalışan yancılara biraz katkım olmuştur herhalde…
. İrfan Can Kahveci ‘nin Başakşehir’e transferinde kulüpler arasında imzalanan ve sonradan kaybedilen sözleşme bir türlü bulunamadı. Oysa sözleşmenin imzalandığı tarihte Niyazi bey Başkan Vekili idi. Kendisi bıraktıktan sonra Başkan Vekili olan yönetici de yakın zamana kadar aynı görevle kendi yanındaydı. Şimdi de yan yana maç seyrettiklerini görüyoruz. Neden sözleşmenin bulunamadığını ve bu işin sonuçlandırılamadığını ise bilmiyoruz. İrfan’ın Fenerbahçe’ye gidiş bedeli 11 milyon euro olup, buradaki kaybımız da 2.200.000 euro dur. Oysa yol gösterecek benzer olay Malatyaspor’da yaşandı ve fakat onlar kulübe gelmesi gereken paranın nereye gittiğini buldular. Bu da bizimkilere fikir vermeye yetmedi…
. Artık şeffaflıktan vazgeçtik; gerçek dışı açıklamalar (Rodin Cem Deprem olayında olduğu gibi) ve çelişkili ifadeler (Arda Güler olayında olduğu gibi) camiaya ne kadar değer verildiğinin bir ifadesi olmuştur.
. Furman’a geç ödeme sebebiyle hakkı olanın dışında 500 bin euro daha borçlanmanın kime fatura edildiğini bilmiyoruz !
. Mustafa Dalcı sözleşmesine haksız şekilde ve kimin yönlendirmesi ile aylar sonra 2,5 milyon lira tazminat eklendiği de belirsiz…
Kulüplerde, “seçimle geldim, aklıma gelen her şeyi yaparım” diyemezsiniz. Genel Kurul’a ve taraftara hesap vermek zorundasınız…
Peki başarının göstergesi nedir ?
Kulübü sportif olarak en fazla bulunduğu yerde tutmak ama finansal açıdan geriye götürmek mi ?
Bu soruların cevaplarını vermeden muzaffer bir kumandan gibi seçimli kongreye gitmek haklı bir davranış değildir.
Sayın Başkan Haziran 2021’de henüz göreve yeni gelmişken bakın neler söylemişti:
“Kulüp şeffaf değil. Kime ne borcu var, kimden ne kadar para alıyor, belli değil. Kime ne kadar ödeme yapılıyor, hangi menajerle çalışılıyor, hangi menajere ne kadar veriliyor, bunlar muamma, kimse bilmiyor. Kapalı kapılar arkasında transferler yapılıyor.” ifadelerini kullanmıştı.
Yakında basın mensuplarıyla buluşacak olan Sayın Başkan’a son soru:
Kulüpteki mali yapıyı bu şekilde tarif eden bir Başkan, kurumsal yönetilen birçok kulüpte olduğu gibi bir bağımsız denetim şirketine kulübü neden denetletmez ?
Yazının biraz uzun olması hataların fazlalığından kaynaklanmaktadır. Yine de elediklerim olmuştur. Gelecek sezonda benzerlerinin yaşanmaması dileğiyle…