31 Temmuz’da yapılan son genel kurulda başkan adayı olan Çakmak, yaklaşık 4. ayda üçüncü kez genel kurula gidilmesinin kulübün iyi yönetilmediğinin göstergesi olduğunu belirtip, “2021 yılının 11 Haziran’ında Niyazi Akdaş ve ekibi göreve geldi. O tarihten bu yana Beştepe’deki anlayışın değişmediği, kulübün bir adım ileriye taşınmadığı ortada” diye konuştu.
Eski başkan Niyazi Akdaş ve yol arkadaşlarının Gençlerbirliği’ni, genel kurullar kulübü haline getirdiğini belirten Çakmak, şöyle konuştu:
“Geçen yıl kulübü devraldıklarında aşağı yukarı nasıl bir tablo ile karşılaşacaklarını biliyorlardı. Önce, kulübün borcu beklentimizin üzerinde çıktı, sonra da kur farkından dolayı borç büyüdü diyerek, camiadan gelebilecek tepkilerin önüne set çektiler. Peki 5 Haziran’da yapılan kongreye giderken kulübün mali yapısını bilmiyorlar mıydı ? 31 Temmuz’da yeniden kongre kararı alan başkan Niyazi Akdaş ve yönetimindeki 14 arkadaşı değil miydi? Beştepe’deki ekonomik tablodan haberleri yok muydu. Niyazi Akdaş da Arif Ölmez de Talip Çankırı da oradaydı. Gençlerbirliği’nin 1.5 yılda düşürüldüğü durumun tek sorumlusu NiyaziAkdaş’tır.”
“Yeni kongrede ne adayım ne de Akdaş ile ortak hareket ederim. Ben gerekli adımları atmıştım ancak camia tercihini yaptı. Kulübün içinde bulunduğu durumu şu an herkes görüyor. Akdaş ile beni yeniden bir araya getirmeye, görüştürmeye çalışanlar var. Böyle bir çabanın içine girmemeleri gerektiğini kendilerine ilettim. Hem 5 Haziran, hem 31 Temmuz’da yapılan kongreler öncesinde birçok kez kendisi ile görüştüm. Görüşmelerde, sonrasında yanlış anlaşılmalara yol açmasın diye her defasında iki taraftan da isimler olmasını istedim. Akdaş’ı bu görüşmelerde hiç bir zaman net ve karşısındaki insana btam olarak güven veren bir yapıda görmedim.
Belki kendisinden belki de yakın çevresindeki arkadaşlarından kaynaklı, sürekli fikrini değiştirdi. Ben, kendisinin aday olduğu bir yerde aday olmayacağımı söyledim.
5 Haziran’da ki kongre öncesinde, bazı isimlerin olmayacağı bir oluşumda birlikte hareket edebileceğimizi de ilettim. Kendisinin kulübe verdiği para kadar benim de para vermem koşulu ile başkanlığı bırakmaya hazır olduğunu dile getirdi. Ancak sonrasındaki her konuşmada rakam yükselmeye başladı. Bazı arkadaşlarından da vazgeçmeyince, olumlu bir sonuç alamadık.”
“Niyazi Akdaş’ın, yeniden başkanlık için çalışmalara ve liste hazırlamaya başladığını duyuyorum. 10 paralı yeni yöneticiyi listesine yazacakmış. Yeni isimlerden 3’er milyon TL alacakmış. İnsanlar sormaz mı? 1.5 yıldır bulamadınız şimdi nereden bulacaksınız diye. Ben başkan adayı olduğum son kongrede ilk etapta kendi cebimden 40 milyon TL vereceğimi, Gençlerbirliği’ni içinde bulunduğu durumdan çıkarmak için gereken çabayı göstereceğimi söyledim. Camia; benim sözlerim yerine, belediye başkanından, devlet büyüklerinden, aile büyüklerinden alacağı destekle kulübe hizmet edeceğini aktaran arkadaşımı başkan seçti. Şimdi gelinen noktada, kendi cebinden 50 milyon TL verecek biri varsa çıkıp başkan adaylığını açıklasın. Belediye başkanına, devlet büyüklerine ya da aile büyüklerine güvenecek değil, kendine güvenecek biri olsun.”
“31 Temmuz’daki kongreden bir gün önce, Niyazi Akdaş ile 2 kez görüştük. İlk görüşmede, 40 milyon TL ver başkan vekili ol teklifi yaptı. Ben, hem bu parayı vereceğim hem tam anlamıyla söz sahibi olamayacağım, hem de kulübün bu hale düşmesinin sorumlusu olarak gördüğüm bir isimle aynı yönetimde olacağım. Bu mümkün değil diyerek, görüşmeyi sonlandırdım. Akşama doğru Akdaş ile tekrar görüştük. Sen gel başkan ol, çekilen kredinin ödenmesi konusunda ben de sana destek olurum diye teklifte bulundu.
İkinci görüşmenin ardından apar topar arkadaşlarımı aradım ve liste çalışmalarına başladık. Gece yarısı, biz hazırız geliyoruz diye sosyal medyadan duyurumuzu yaptık.
45 dakika sonda mevcut yönetimden bir arkadaş da bizde varız diye karşı mesaj attı. Kongre salonunda da iyi niyetimizi sonuna kadar gösterdik. Gençlerbirliği zarar görmesin, daha güçlü bir yönetim olsun diye ortak liste hazırlamayı teklif ettik, 15 gün sonra yeni bir genel kurulla her şeyi yoluna koyabileceğimizi konuştuk. Bizim listemizin ekonomik anlamda güçsüz olduğunu ileri sürüp bizi zayıf düşürmeye çalıştılar. Arda Çakmak’ın listesinde kendisi dışında kimsenin ekonomik gücü yok demeye getirdiler.”
“1.5 yıllık süreçte, Akdaş dışında, yönetimde yer alan 14 yöneticinin ne verdiği ortada. Hacettepe’yi küme düşüren ekipten isimler de son kadronun içinde.
Kongre salonunda 3 kez görüştüğümüz Niyazi Akdaş, kürsüye çıkıp, diğer aday Talip Çankırı’yı açıktan desteklediğini söyledi.
Arda, transfer tahtasını açmayacak, kulübün mal varlıklarını satacak diyerek, delege gözünde bizi değersizleştirmeye çalıştı. Oysa ben kendisiyle görüşmemde, (Gerekirse transfer tahtasını yaz döneminde açmayız. Bu takımın ölüsü 15 puan toplar. Ara dönemde 3-4 Süper lig oyuncusu alıp, 20-22 puan toplar ligde kalırız. Eski oyunculara 3.5 milyon Euro borç var. Bunu 2 milyon Euro’ya kapatır, kulübün borçlarını temizleriz dedim. Bunu nasıl yapacağımızı anlattım. Örnek olarak Zargo’yu, Stancu’yu verdim. Oyunculara ne kadar borcumuz var 5 milyon TL. Yarısını verelim, dosyaları kapatalım. Aksi takdirde, kulüp daha aşağılara inerse sizler bu parayı da alamazsın deyip, ikna ederiz) dedim. Kulüp menajerini de çağırıp, durumu izah ettim. O da olur dedi. Diğer kulüpler de böyle yapıyor. Borcu sıfırlamaz, kadroyu genişletirsek, bugün 180 milyon olan borç yarın 300 milyona çıkar dedim.
Başkan çıktı. Arda, tahtayı açmayacak dedi. Kulübün sıcak ve acil paraya ihtiyacı var. Mal varlıklarının kira geliri ne kadar diye sordum. 50-60 bin TL dedi.
Satarsak ne kadar eder dedim 20-35 milyon TL dediler. O zaman satalım, borçları azaltma yoluna gidelim dedim.
Başkan çıktı ben binaları satmaya gelmiyorum diye açıklama yaptı. Oysa bir önceki kongrede kendisi bazı mal varlıklarımızı satabileceğini söylemişti.
O gün beni eleştirenler, bugün kadrodaki oyuncuları tutamadıkları gibi, transfer tahtasını da açamadılar. Şimdi borçlanma yetkisi için delegelerden onay isteyecekler. 31 Temmuz’daki kongrenin bitiminde, salondan ayrılırken arkadaşlara Eylül ayında yeni kongrede buluşuruz demiştim. O an herkes şaşırdı. Ne olduğunu yaşayıp gördük. Şimdi de en geç Aralık ayının sonunda ya da Ocak ayının başında yeni bir genel kurula hazırlanın diyorum. Bunların bu işi götürebileceklerine inanmıyorum.”