100. kuruluş yılını kutlamaya hazırlanan camiada, 5 Haziran’da yapılan genel kurulun ardından, 31 Temmuz’da bir kez daha kongreye gidilmesinin sancıları yaşanırken, yeni yönetimin, 22 Ağustos’taki toplantısı sonrasında, 18-25 Eylül’de yeni bir olağanüstü genel kurul toplanacağına yönelik aldığı karar, huzursuzluğu daha da ileri bir boyuta çıkardı. 22 Ağustos’ta, kulüp tarafından kamuoyuna duyurulan genel kurula gidileceği bilgisinin içinde, genel kurul gündeminin olmaması, genel kurulun seçimli mi yoksa seçimsiz mi yapılacağı ve genel kurulun nerede toplanacağının belirtilmemesi kafaları karıştırmıştı.
Mevcut yönetimin, yeni kongre tarihini 18-25 Eylül olarak açıklamasının ardından geçen süreçte yaşananlar ve kulislerde konuşulanlar, Beştepe cephesinde işlerin karışık olduğuna dair ip uçları veriyor. Mevcut başkan ve yönetim, göreve geldikleri 31 Temmuz’daki kongrenin ardından, kulübün içinde bulunduğu ekonomik açmaza çözüm bulabilmek adına bir dizi temas yürütmüştü. Geçen sürede bu anlamda somut bir adım atılamazken, 3 Eylül tarihine kadar kulübe maddi bir kaynak sağlanacağı bilgisi dillendiriliyor. 3 Eylül tarihi ile kongrenin toplanacağı 18-25 Eylül tarihleri arasında şöyle bir ilişki söz konusu. Dernekler Kanunu mevzuatına göre, dernek statüsündeki yapıların genel kurulları ile ilgili çağrıyı, 15 gün önceden kulüp delegelerine bildirmesi ya da basın yayın yoluyla bunu ilan etmesi gerekiyor. Kırmızı-siyahlı cephede farklı iddialarda bu aşamada devreye giriyor.
Beklendiği gibi, 3 Eylül’e kadar Beştepe’yi ekonomik anlamda rahatlatacak ve transfer tahtasının açılmasını sağlayacak maddi katkı gelirse, kongrenin iptal edilebileceği ileri sürülüyor. Aksi bir durumda genel kurulun toplanacağı ancak seçimli bir kongre olmayacağı, yönetime borçlanma yetkisinin verilmesinin yolunu açacak olan onayın delegelerden alınacağı iddia ediliyor. Bu düşüncenin, kulüp yönetimi ve divan kurulu üyeleri arasında tartışıldığı, mevcut şartlarda seçimsiz bir genel kurula gitmeye, camiadan tepki ve itiraz seslerinin yükseleceği, bunun da kulübün içinde bulunduğu durumu daha da zorlaştıracağına işaret edildiği belirtiliyor. 8 Eylül’de birinci transfer döneminin kapanacak olması, Gençlerbirliği cephesinde krizi derinleştirecek bir gelişme olarak duruyor. Mevcut yönetimin transfer tahtasını açamaması ve camiadan gelen baskılara dayanamayıp kongreyi seçimli olarak yapmaya karar vermesi durumunda, bu kez 25 Eylül’deki kongrede göreve kim gelirse gelsin, transfer dönemi bittiği için Ocak ayına kadar, mevcut oyuncu kadrosu ile yoluna devam etmek zorunda kalacak.
Kulislerde konuşulan en çarpıcı iddia ise mevcut yönetimin, genel kurulun yapılması durumunda görevi bırakmaya hazır olduğu yönünde. 31 Temmuz’da yapılan kongrede başkanlığı devreden Niyazi Akdaş’ın, kulüpte yaşananlardan dolayı son derece üzgün ve tepkili olduğu ifade ediliyor. Camianın ileri gelenleri ise Akdaş ile son kongrede aday olan Arda Çakmak’ın birlikte hareket etmesi halinde, kulübün düzlüğe çıkacağı görüşünde.
Gençlerbirliği’nde kapalı olan transfer tahtasının açılamaması sinirleri gererken, Teknik Direktör Metin Diyadin’in, istifa etmeye hazır olduğu iddiası, Beştepe’deki havayı iyice bozdu. Diyadin, geçen sezon da aynı sorunla karşılaştıklarını dile getirip, oynadıkları 3 maç sonrasında (Altınordu, Boluspor ve Pendikspor) transfer tahtasının açılmasının, kulübün geleceği açısından hayati önemde olduğunu aktarmıştı. Pendikspor ile Eryaman Stadı’nda oynanan ve 2-1 kaybedilen mücadelenin ardından yapılan antrenmana çıkmayan Diyadin’in istifa kararı aldığı, bunu da hayata geçirmeye hazır olduğu bilgisi, başkan ve yönetimi harekete geçirdi. Başkan Talip Çankırı ile Teknik Direktör Metin Diyadin arasında yapılan görüşmenin ardından, buzlar eridi ve kriz şimdilik rafa kaldırıldı.