16 Aralık 2024 Pazartesi
DOLAR 34.97 ₺
EURO 36.77 ₺
STERLIN 44.33 ₺
G.ALTIN 2,992.34 ₺
BTC 105,288.83 $
ETH 4,000.66 $
BİST 10,061.14

Ercüment Tunçalp

Ercüment Tunçalp

İnat iyi bir şey değildir !

Yayınlama: 15 Aralık 2024 Pazar 16:38 Okunma: 893

Bandırmaspor bizim rakibimiz olmadığına göre deplasmanda oynadığımız bu maçtan çıkardığımız tek puanı başarı olarak karşılayabiliriz. Kaldı ki kalenizde Erhan gibi bir kaleciniz varsa sigorta yerine geçiyor. Amilton, Zuzek, Etebo, Alperen, Metehan ve güzel bir gol atan Nalepa, o kadar…   

Bu takımın eksikleri var. Bunu görmek istemeyen hocanın oyundan çıkarttığı santrafor Gökhan, yerine soktuğu da Yatabare. Yani şaka gibi…

7.haftanın sonunda 11 puanla 10. sıradaydık. Son 4 haftada 2 galibiyet, 2 beraberlik almamıza rağmen bu gün de 9. sıradayız (diğer oynanacak maç neticelerine göre 10. veya 11. sıra da ihtimal dahilinde). İşte ‘iki ileri bir geri’ dediğim budur. Zira biz puanları toplarken rakipler de boş durmuyor, onlar da topluyorlar. Bu bakımdan “İki galibiyet alsak şuraya çıkarız” efsanesi de yalan oluyor. Eksikler tamamlanmazsa aşağı yukarı aynı yerlerde sezonu bitiririz.

Şimdi de saha dışına bakalım…    

Kale arkası tribünün taraftara kapatılmasının ne kadar yanlış bir karar olduğunu aylardır sık sık yazıyorum. Her defasında beni haksız bulan yancıların şimdi ne söyleyeceklerini ise merak ediyorum. İnandığınız yönetim taraftara ve kulübe yarım devre kaybettirdikten sonra gördüğünüz gibi çark etti !

O zaman kim haklıymış ? 

Şimdi bir uyarıda daha bulunuyorum…

Ziraat Türkiye Kupası’nda gruplara kalmamıza sevinen yöneticiler var. Hatta şaşırıp Kasımpaşa yerine futbolcularımızı tebrik eden mesajlara da rastlıyoruz. Öyle ya, kadro değeri 75 bin euro olan Kütahya Belediyespor’u uzatmanın son dakikalarında zorla eledikleri için mi alkışı hakediyorlar ? Ayıptır, sadece Alperen Babacan’ın piyasa değeri (375 bin euro) bile bu takımın tam 5 katıdır. Dolayısıyla bunun yerine Kasımpaşa Kulübüne bir teşekkür mesajı daha anlamlı olurdu. Üstelik kadro derinliği olmayan Gençlerbirliği bu kadro ile hem ligi hem kupayı birlikte götüremez. Eğer ara transfer dönemi boş geçilecekse; önümüzdeki dönemin kumar süreci olacağını şimdiden ilan edebiliriz.  

Hafta içinde Recep Karatepe ile youtube üzerinden yapılan bir söyleşiyi izledim.

Hoca diyor ki; “Devre arasında fazla transfer yapılmasına taraftar değilim.”

Ben de kendisine soruyorum; bunu neye dayanarak söylüyorsunuz, küme düşen Yeni Malatyaspor’u saymazsak, düne kadar ligin en az gol atan 2 takımından biriydik. Kupada gruplara kaldık ve daha fazla maç yapacağız, böyle bir durumda gelecek dönem için neye güveniyorsunuz ?  

Hoca diyor ki; “ ‘İyi kadroya rağmen kötü futbol oynanıyor’ eleştirilerinin acımasız olduğunu düşünüyorum.”

Soruyorum; Gençlerbirliği kadrosunun başarı getirecek kadar iyi olduğunu söyleyene (birkaç yancı hariç) ben hiç rastlamadım. Siz bu eleştiriye nerede muhatap oldunuz ? Ancak kadronun yetersiz ve derinliği olmadığı ve sizin de bu konuda sessiz kaldığınız için sorumluluğunuz bulunduğu şikayetlerini çok duydum. Esas bu konuda ne düşünüyorsunuz ?

Hoca diyor ki; “Bir maçın 3 dakikalık özetine bakıp ya da internetten rakamları çıkartıp yorum yapmak acımasız.”

Soruyorum; Gençlerbirliği taraftarları arasında 3 dakikalık özet ile yetinen tek kişi tanımıyorum. Ya maça gidip canlı olarak ya da ben de dahil olmak üzere televizyon karşısına geçip 90 dakikayı seyrediyorlar. Özet seyredenlere siz nerede rastladınız ? İnternetten çıkartılan rakamlar da ciddi kurumların istatistikleridir. Siz bunlara inanmıyor musunuz ?

Hoca diyor ki; “Maç içinde çok fazla zaman geçiren takımlar var. Ben bunu istemiyorum.”

Soruyorum; madem ki istemiyorsunuz, kendi futbolcularınıza neden engel olamıyorsunuz ? Sizin öne geçtiğiniz maçların kalan dakikalarında, yerde yatarak vakit geçiren futbolcularınızı göremiyor musunuz ? 

Hoca diyor ki; “Süper lig maçlarını aratmayacak maçlar oynadık, seyir zevki olan maçlar yaşattık.”

Soruyorum; Hocam biz senin hep tek devrelik maçlarını izledik. O tek devrede de zaman zaman iyi mücadele gördük ama bahsettiğin kaliteyi göremedik, seyir zevki alamadık. Acaba farklı maçlar mı seyrettik ?

Hoca diyor ki; “Bandırmaspor maçı kolay olmayacak. Ümraniyespor maçı gibi rüzgar olan bir statları var.”

Rüzgarlı stat dezavantaj yaratıyorsa, ev sahibi takım nasıl oluyor da ligin tepesinde bulunuyor ? Maçta rüzgar hep onların arkasından mı esiyor ?   

Sonuç olarak; olayları nalıncı keseri gibi hep kendi tarafına yontmak doğru bir davranış değildir ve birilerinin de antipatik gözükmek pahasına ortaya çıkıp bu yanlışları ortaya koyması gerekmektedir. Bu görev bize düşüyorsa seve seve üstlenmeye razı olabiliyoruz…

Tercüme google-site-verification: googleec066cadb209ea56.html