Günlerdir yılan hikayesine dönen bir istifa olayını birilerinin nasıl kullandığını bu gün öğreniyoruz. Başkana oyun oynanmıştır ve o da buna izin vermiştir.
Bu gün öğreniyoruz ki; istifa mektubunun tarihi 11 Ocak 2024 olup, açıklandığı tarih 22 Ocak 2024 dür. Gecikmenin nedeni ise; benim de senaryosunu “Yan çizmek” başlığı altında önceden açıkladığım gibi üç maçın her biri arkasından merak uyandıracak sessizlikle bu güne kadar gelinmesiydi. Nitekim sonuç şaşırtıcı değildir. Zira istifanın açıklandığı tarih önemlidir ve sonuç hasıl olmuştur. İşleme konmamış istifa mektubunun 11 gün önceki tarihi taşımasının hiçbir önemi yoktur. Sadece istifa sahibi için olumsuz bir süreç yaşandığı kesindir.
Çünkü;
. Kendisine , “takımın üç maç boyunca morali bozulmasın, bu açıklamayı sonraya bırakalım, siz de açıklama yapmayın” teklifini getirenlerin niyeti asla açıkladıkları gibi değildir. Zira önümüzde de Bodrumspor maçı var, onu düşünmemiş olabilirler mi ? Bunun sonu var mı ?
. Bu şekilde sadece Başkanı bilerek kaybolmuş gibi göstermekle kalmamışlar, bütün kulüp paydaşlarını da bilgisiz bırakmışlardır.
. Üstelik futbolcu öncelikle alacağının sürüncemede kalması ile motivasyon kaybına uğrar. Bu süre içinde Başkana ulaşamamak daha moral bozucu bir durum değil midir ?
. Bu kişi veya kişiler sadece kendilerini düşünmüşler ve 11 gün boyunca mermilerin başkana yönelmesini sağlamışlardır.
. Sakın bu sürede alınan başarılı sonuçlar bu kurnaz senaryoya bağlanmasın, yoksa teknik ekibin ve futbolcuların ortaya koydukları karakteri görmezden gelmiş oluruz. Buna kimsenin hakkı olamaz.
. Evet bu 11 gün boyunca hoca ve futbolcular paralarını başkandan beklediler ve kulüpteki nöbetçiler de adres olarak orayı göstermeye devam ettiler. Yani bu süreyi rahat geçirdiler. “Başkan yoksa biz buradayız” demediler. Hep beraber ortadan kaybolmanın daha moral bozucu olduğunu göremediler.
. Peki Başkan bunu haketti mi ? Evet haketti, yönetici seçerken gereken hassasiyeti göstermediği gibi geçmiş deneyimlerinden de istifade etmediği için…
Sonuç olarak; Başkan istifa mektubunu yazdığı gün basın açıklamasını da yapmalıydı. Kendisine erteleme teklifini yapanlara da “siz aklınızı kendinize saklayın” demeliydi.
İşte bu günlere gelmemizin en büyük sebebi Başkanın bu yumuşak yüzüdür.
Biz senelerce ‘Otoriter Başkan’a alıştığımız için bu durumu yadırgıyor olabiliriz ama o ilişkilerimizde bile bir denge vardı. Çünkü aynı zamanda güçleri birleştirmeyi ve en önemlisi asla kin gütmemeyi de rahmetli Cavcav’dan öğrendik. Kızdığı zamanlar olmasına rağmen asla küsmezdi ve iş ilişkileri ile kulüp ilişikilerini ayrı tutmayı çok iyi becerirdi.
Artık o günler geçti, rahmetli Cavcav’ı bir defa daha özlemle anarak ondan biriktirdiklerimizle yolumuza devam edelim.
Son başkanımıza da bu güne kadar ki katkıları sebebiyle teşekkür edip, kendisine bundan sonraki hayatı için sağlıklı bir ömür dileyelim.