Ankaragücü'ne kim zarar veriyor?

Ankaragücü'nde yöneticilerin, teknik kadronun ve futbolcuların kusurlarını yazınca birden Ankaragücü düşmanı oluyorsunuz.

Sanırsın Ankaragücü'nde yönetim, sportif direktör, teknik direktör, futbolcular ve taraftar işini çok mükemmel yapıyor.

Tek hatalı elindeki kısıtlı olanaklara gazetecilik yapanlar.

40 yıla yakındır gazetecilik yaparım. Gazetelerde çalıştığım 20 yıla yakın zamanın 17 yılını Ankaragücü muhabiri olarak geçirdim.

Bir çok habere imza attım... Çok kişi ile tartıştım... Çok saldırı altında kaldım. 

Kelimenin tam anlamı ile Ankaragücü'nün ruhunu bilirim.

Ankara takımlarını tutarım. Fanatik değilim...

Konu haber olunca da babamı tanımam...

Kimseye kendimi beğendirmek zorunda hissetmedim...

Hissetmem de...

Bir de sosyal medyada etkileşimle hiç ilgim olmaz...

Ha istersem yaparım... O konuda kendini uzman sanan, kabuk değiştirir gibi takım değiştirenlerden daha ustayımdır.

Ama ben gazeteciyim. Gazetecilik yaparım. Haberi alınca sorarım soruştururum... 

Öyle birinin söylediğini papağan gibi yazmam.

Cemal Aydın 1 sezonda 15-20 tane Mısırlı futbolcu getirip gönderirken, kulübü babasının malı gibi yönetirken karşısında ben vardım. Saldırıya uğradım.

Cemal Aydın, Cengiz Topel Yıldırım ve taraftarlar Ankaragücü'nü belediye başkanının çocuğuna hediye ederken ben 'İki cambaz bir ipte oynamaz. Bu işten zararlı Ankaragücü çıkar' dediğimde ismi bende saklı taraftar lideri "Siz Ankaragücü'nün şampiyon olmasını istemiyorsunuz. Bu nedenle bu işe karşı çıkıyorsunuz" demişti.

Yine ben haklı çıktım.

Haklı çıkmak hoşumamı gidiyor... Hayır...

Çünkü her haklı çıktığımda Ankaragücü biraz daha geri gidiyor.

Bakın şimdi Ankaragücü'nün basın sözcüsü Hüseyin Aytekin var.

Mesleği avukatlık...

Ankara medyasından varsa tanıdığınız açın sorun... Kaç kişi memnun kendisinden...

Adamın işi Anadolu Ajansı, TRT ve bizans medyası... 

Sanki Ankara'da başka medya mensubu yok...

Neyse gelelim asıl meseleye...

Ankaragücü, Yeni Malatyaspor, Gaziantep FK, Manisa FK, Ankaraspor, Kayserispor ve hatta Göztepe (Aliağa Belediyespor) gibi bir kulüp değil...

114 yaşında Cumhuriyet'ten daha yaşlı ve köklü bir kulüp...

Onun haklarını hiçbir siyasi neden olmadan savunmak gerek...

Mesela Futbol Federasyonu maç oynanırken kural değiştirip Alanyaspor'un Portekiz'den transfer ettiği oyuncusuna Ankaragücü maçında oynama izni verirken hakkını aramak lazım.

Dönemin Dışişleri Bakanı'nın kardeşinin başkan olduğu kulübe yapılan ve Ankaragücü'ne zarar veren karar için kimsenin sesi çıktı mı?

Biz yazdık...

Ankaragücü peş peşe transfer yasağı alıyor... Bu utancı gazeteciler mi yaşatıyor. 

Hiç utanması olmayan yönetici etrafında "Abicim, abicim" diye dönerek koşuşuturduğu kişiye 'Cüzi miktar' diye haber yaptırıyor.

Miktarın önemi yok kardeşim... O ayıp size ait...

Hiç biriniz Faruk Koca ile Emre Yıldız Ankaragücü'nü futbolcu çöplüğüne dönüştürürken sesinizi çıkarmadınız.

Sonra da süreci iyi yönetemeyip peş peşe transfer yasağı ile Ankaragücü'nü dosta düşmana rezil ettiniz.

Mesela Emre Belözoğlu taraftarları bir torbaya koyup lağım çukuruna atarken bir yöneticinin sesi çıktı mı?

Tamam sosyal medyada çürük elmalar vardır, ama hepsini aynı topbaya koyup lağım çukuruna atmak ne demek?

En azından biri 'Biraz fazla oldu' hocam diyebilseydi... O kadar karakteri ortaya koyabilseydi.

Ankaragücü'nün devre arasındaki transfer hamlesinin maliyeti 200 milyo liraya yakın...

Bir tek oyuncu direk oynuyor... Bir tanesi kadroya bile alınmıyor.

"5 transfer yaparsak Avrupa Kupaları'na gideriz" deyip Ankaragücü'nü çöplük haline getiren şişkin egolu Emre Belözoğlu Ankaragücü'ne zarar vermiyor, biz veriyoruz.

Taraftar her maçta küfür ediyor... Kulüp 10 milyon liraya yakın ceza ödüyor. Kimseden ses çıkmıyor...

Hadi anladık rakip takım taraftarı küfür ediyor siz de karşılık veriyorsunuz. Peki Beşiktaş taraftarının olmadığı Ziraat Türkiye Kupası'nda niye çirkin ve kötü tezahürat yaptınız.

Sizin yüzünüden hem kulüp ceza alacak hem de küfür etmeyen taraftar da takım finale kalırsa takıma trübünden destek veremeyecek.

Suç olayları yazan gazetecilerde olacak...

Yok öyle bir dünya...