Bizim meslekte bir laf vardır; 'Gazeteci olunmaz gazeteci doğulur.'
Bu laf ne kadar doğrudur bilinmez ama okullu bir gazeteci olarak genellemelere her zaman soğuk bakarım.
Son günlerde Gençlerbirliği'nde de buna benzer bir tartışma var.
Doğuştan Gençlerbirlikli olanlar ile sonradan Gençlerbirlikli olanlar...
Peki ben ne taraftayım...
Ben bu tartışmaya kökten karşıyım.
Gençlerbirliği tarihini yazan Tanıl Bora'nın 'Nasıl Gençlerli Oldum' makalesinin okunmasını ısrarla tavsiye ederim.
Sonradan Gençlerbirlikli yönetici işini iyi yapıyor, projeler üretiyorsa, iş üretmeyen sosyal medya algısı ile uğraşan doğuştan Gençlerbirlikli olan yöneticiden daha evladır.
Özellikle de projeleri başka kulüpler tarafından kopya ediliyorsa o yöneticinin altını oymak yerine desteklemek gerekir.
Nokta...
Gençlerbirliği'nde Niyazi Akdaş başkanlığında yeni yönetim göreve geldi.
Niyazi Akdaş'ın önünde büyük dertler var. Maddi sorunlar ve transfer yasağı Niyazi Akdaş'ı en çok zorlayacak sorun olarak görünüyor.
Ama en büyük sorun yönetim içinde yaşanan güç gösterisi ve ayak oyunları...
Niyazi Akdaş'a önerim taze yönetim kurulu üyesi Fatih Cürebal'ın nasıl ve neden 98 çizik yediğini araştırmasıdır...
Bugün Fatih Cürebal'a karşı örgütlenenler yarın Niyazi Akdaş'a da operasyon yapar...
Benden söylemesi...