Taraftarı olduğumuz Gençlerbirliği bir sezonu daha bitirdi. Hocamızın elindeki malzemeye göre aldığı sonuç normaldir. Tek önemli hatası, sözleşmesi biten Yatabare’ye 1 sene daha kazandırmasıydı. Neticede son maçta da bu futbolcu bal yapmayan arı olduğunu bir kere daha gösterdi. Ancak hocanın bu kadar kredisi olduğunu düşünüyorum. Söylemleri ile ilgili ufak tefek eleştirilerimiz olmuştu ama yaşlı bir kadroyu bundan daha iyi yönetmesi mümkün değildi. Taraftarın tepkisine de saygı duyuyorum. Tepkiyi alan övgü aldığı zamanı da düşünerek bunu kabullenmeyi bilecektir.
Önümüzdeki sezon için takdir yönetimin…
Esas konumuza gelecek olursak;
Falcıların sezon boyunca çok önemli hizmetleri oldu (!). Takımı ve hocayı rehavete sürüklediler, taraftarı da uyutmaya çalıştılar. Neyse ki taraftar cephesinden gereken cevapları aldılar…
Kendilerine bir misyon belirlemişler. Çıkıyorlar taraftarın karşısına orta oyunu kıvamında umut dağıtıyorlar. Gerçeklerden o kadar uzaklar ki; bir hafta önceden Tuzlaspor maçının nerede oynanacağını bilmiyorlar. Moderatör “Atatürk Olimpiyat Stadında oynanırsa…” diye konuya giriş yapabiliyor.
Be birader mademki program yapıyorsunuz biraz dersinize çalışsanıza…
Hiç olmazsa TFF’nin ilgili sayfasına girme zahmetine katlanıp, bu takımın maçlarını Sancaktepe 15 Temmuz Stadı’nda oynadığını görsenize…
Bu arkadaşlara göre daha 6 gün önceden Tuzlaspor’u yenmiş ve play off a biz kalmıştık. Hatta rakibi de seçmişlerdi; Bodrumspor…
Bu kadar da değil…
En kıdemli yorumcu, “tecrübeli kadromuzla play off’un da en iddialı kadrosu bizde” uçuşu ile süper lig pistine uçağı indirmişti.
“Patır patır haftaya play off’ tayız, maçtan sonra da süper ligi konuşuruz” diyerek tam da bu şekilde neticeyi bağlamıştı.
“Atma Recep din kardeşiyiz” denmemesi taraftarın nezaketindendi…
Yine tekrar ediyorum; yahu program yapıyorsunuz, biraz istatistiklere baksanıza…
Geçmişte Tuzlaspor ile 7 maç yapmışız ve 6’sını kaybetmişiz. Sizi bu kadar coşturan ve kesin kanaat sahibi yapan içecek markasını bize de söyleseniz de biz de havaya girsek olmaz mıydı ?
Nitekim konuştukları maçın adamı bir çok kurtarış yapan kalecimiz Ertuğrul olmasına rağmen, rakibin direkten dönen 2 şutu olmasına ve kaçırdıkları 3 net pozisyon olmasına ve rakip ceza sahasında 25 defa topla buluşmalarına rağmen (bizimki 8) maçı berabere bitirdiler ve küme düştüler.
Eğer şansızlıktan bahsedecek olursak; Bandırmaspor’un en az 70 dakikayı 1 kişi eksik oynayarak hem play off’u Boluspor’a hediye etmesini hem de Adanaspor yerine Tuzlaspor’u alt kümeye göndermesini öne çıkartabiliriz.
Peki play off’a biz kalsak ne olurdu ?
Başarılı olmak için tecrübe ile enerji yarışabilir mi ?
Koşu mesafesi istatistiklerine de bakmıyor musunuz ?
Adanaspor maçında bu istatistikte lig sonuncusuyduk.
Falcıların rakipleri küçümsemesi de var. “Bileğinin hakkıyla play off’a kalan kim ?” sorusu da ilginçti. Yani barajı geçenler haketmedi, biz ise hakettiğimiz halde dışarda kaldık öyle mi ?
Her maçtan sonra benzer şeyleri duyduğumuza göre sezon sonu için de aynısını duymaya şaşırmadık…
Bir kulüpte 3 sene içinde profesyonel liglerde yer alan 2 pilot kulüp amatör kümeye gönderildiyse ve yok edildiyse bu konu hiç konuşulmaz mı ?
“Cambaza bak” hizmeti sayesinde gündemden düşürülürse, kimseyi üzecek bir ortam oluşmaz. Ve bu sayede de bu falcıların yıldızı parlar…
Sonuç olarak; taraftar olumsuz bir netice karşısında karalar bağlarken, falcılar her kaybedilen etap sonunda neşelerinden bir şey kaybetmezler. İnanmayanlar bu akşamki programı izlesinler.
Taraftar gerektiğinde acımasız eleştirir, falcı için alkış tek yönlü ifade biçimidir.
Taraftar için stadyum mücadele yeridir, falcı için kafe, sinema, tiyatro adresidir. Falcı takıma ait bilgilere taraftar kadar hakim değildir ama onlara ders verecek kadar ehildir.
Artık transfer sezonunu beklediğimize göre doğru seçimler yapılıp yapılmadığını izlemekten başka gündemimiz kalmıyor.
Artık masal dinlemeyi bırakalım, gerçeklere bakalım…
Haydi Gençler !