Boluspor’u seviyoruz. Anlaşılıyor ki ilk galibiyetimizi sürpriz saymışlar ve bu maçı kafada bitirmişler. Oysa 18 haftalık hasreti bitiren aynı takım değil ki…
Sezona bu kadroyla başlasaydık yerimiz kesinlikle ilk 6-7 sıra olurdu. Metin Diyadin gitmez, bu stres yerine de süper lig heyecanı yaşardık.
Artık önümüze bakmaktan başka çaremiz kalmadı !
Elbette yeni transferlerin birbirine alışması için süre lazımdı ve bizi tedirgin eden de buydu. Çünkü bizim için süre verme lüksü yoktu. Yine de henüz bir galibiyet aldık ve 9 galibiyete daha ihtiyacımız var. Hedef önce son sıradan kurtulmak olmalıdır.
Onun için yancıları uyarıyorum; “gördünüz mü ?” demek için daha çok erkendir.
İlk devre bay geçtiğimiz 7. haftayı takiben tam 13 lig maçında bu takım 1 puan alabilmiş. Onun için 21. hafta alınan neticeye ölçülü sevinç lazım…
Ancak Enes, Muhammed, Torje ve Uğur’un sanki uzun süredir birlikte oynuyorlarmış gibi görüntü vermeleri sevindiricidir. Dördü de süper ligde birçok takımda rahatça oynayabilirler.
Kaleci Nurullah uzun süre oynamamasına rağmen hazır gözüküyor. Takımda sırıtan ve olmasa iyi olur denecek oyuncu da pek gözükmüyor.
Bu güne kadar maç başı puan ortalaması sıfır olan hocamız Mustafa Dalcı, ortalamasını 0,37 yapmıştır. Onun adına da hüküm vermek için erkendir.
Bütün temennimiz seri galibiyetlerin sürmesidir. Yoksa ikinci yarının başarılı takımları arasında yer almak yetmez, puanları torbaya dolduramadıktan sonra…
Yönetim hataları devam ediyor.
Hafta içinde yaşadığımız Rodin Cem Deprem olayı da böyle bir fiyaskodur.
Tabelaya bakıp, bunu da görmezden gelemedik.
Başkan’ın, Gençlerbirliği forması giymiş sporcuyla çekilen fotoğrafını siteye koyuyorsunuz, antrenmana çıkartıyorsunuz, sonra da rekor sürede anlaşmayı iptal ediyorsunuz.
Ertesi günkü açıklama daha da enteresan…
“Dün itibariyle prensipte anlaştığımız ve kamuoyuna yeni transferimiz olarak duyurduğumuz Rodin Cem Deprem ile sözleşme süresi konusunda mutabakata varamadığımızdan dolayı oyuncuyla anlaşmamızı karşılıklı iptal etmiş bulunuyoruz.”
Oldu, inandık !
Yahu bir anlaşmada (ister yazılı isterse sözlü olsun) ilk konuşulacak şey sözleşmenin süresidir. Zira mali şartlar da buna göre şekillenir. Yani süreyi konuşmadan diğer ayrıntılara geçemezsiniz.
Kimi kandırıyorsunuz ?
Aldığım duyuma göre, futbolcunun ailesi sosyal medyadaki yorumlardan etkilenip çocuklarını İsveç’e geri çağırmış. Peki işin gerçeğini neden bu şekilde açıklamıyorsunuz ? Irkçılık suçlamalarından niye kolayca sıyrılmıyorsunuz ?
Islak imzalar atılmadan bir futbolcuya forma giydirilip antrenmana çıkartılır mı?
Scout ekip ve sportif direktör istihbarat çalışmalarını zamanında neden yapmıyorlar ?
Hala Arda Güler sözleşmesini tam olarak öğrenemedik. Oradan da hangi şaşırtan sonucun çıkacağını merakla bekliyoruz.
İstiyoruz ki; sahadaki oyundan ümitlendiğimiz kadar yönetimsel iyileşmeden de ümitlenebilelim…