Önce kötü olan resmi düzeltmek lazımdı. Kendi söyleyemediklerini hocaya söylettiler…
Hoca ilk defa Erzurumspor maçından sonra “Gençlerbirliği bu ligde kalacak” açıklaması yaptı. Dolayısıyla hoca bu işleri bizden iyi bildiği halde 10 haftada 1 puan alabilen takımını vekaleten ‘düşmez’ ilan etti.
Önce hocamıza tavsiyeler :
Bak hocam, bu kadar zayıf bir kadronun düşmesinden hiçbir hoca sorumlu tutulamaz. Ama ümit verdiği halde açık ara geride kalıp küme düşen takımın hocası ilk sorumludur. Kariyer gelişimine önem veren bir çalışanın önce olaya kendi penceresinden bakması daha isabetli olur.
Örnek mi ?
Metin Diyadin hocamız…
Transfer yasağının kaldırılması şartı ile sezona başladı. Her maçtan sonra da bu şartını açıkladı. Ancak Başkan yasağı kaldırmak yerine tatili tercih edince, hoca yine de sabırla transfer sezonunun son gününü bekledi ve bir gelişme olmayınca da istifa etti ve gitti. Yani saygıyla karşılanacak bir tarzı vardı. Hiçbir Başkan veya yönetici ona ne söylemesi gerektiğini teklif bile edemezdi.
Diğer takımlarda çalışırken de, sonuç ne olursa olsun “ben 4-5 hafta daha kalayım” çabası içine hiç girmedi. Hep cesur kararlar verdi…
Dolayısıyla bizler de sürekli kendisini destekledik, haklı gerekçesi sebebiyle de istifa edince anlayışla karşıladık.
Hatırlatayım dedim…
Gelelim Gençlerbirliği isminin başka bir ismin gölgesinde bırakılma teşebbüsüne…
Sorulara başlıyoruz :
. Yüzüncü yılını kutlayacak olan kulübün yeni ismini tane tane söyler misiniz ?
. 99 yıl adını değiştirmeyen bir değerin, 100. yılda ismini değiştirmek vicdanları hiç sızlatmıyor mu ?
. Yayıncı kuruluşa GSK için itiraz eden irade, NGB noktasına gelirken hiç zorlanmadı mı acaba ?
. Forma üzerine yeni birleşik kelime kolay sığmayacağına göre hangi bölümden tasarruf etmeyi düşünüyorsunuz ?
. Tesislerin yarısını Altındağspor’a, alt yapıyı Fenerbahçe’ye, üst yapıyı da Ankaragücü’ne devrettikten ve gayrimenkulleri de sattıktan sonra program bitiyor mu ?
Başkan’a son bir soru :
Sayın Niyazi Akdaş; “Satmaya gelmedik” sözünüzün arkasından satılmadık bir şey bırakmamak nasıl bir duygu acaba ?
Bu takımın kurtulmasına imkan olmadığını teknik olarak ölçemiyorsanız, geçmiş istatistiklere bir bakın. Son 21 yılda ilk yarı 10 puanın altında kalan herhangi bir takım ara transfer sezonundaki artan gücüne rağmen ligde kalmayı başarabilmiş mi ?
Cevap ‘hayır’ olduğuna göre kıt kaynağı neden boşa harcıyorsunuz ?