Rizespor, bizi kolay lokma olarak gördü ve normal tedbirlerini bile almaya gerek görmeden sadece hücumu düşündüler. Son çalışmayı da onların tesislerinde yapınca, gördükleriyle daha da rahatlamış oldular.
Maça dair konuşacak bir şey yok. Defansı olmayan, oyun planı bulunmayan bir Gençlerbirliği, birkaç kişinin gayretiyle oradan puan alıp çıkamazdı zaten…
Deprem sebebiyle düşecek takım sayısı 4’ten 2’ye indiği halde, rakiplerimizin transfer yasakları sürdüğü halde, 4 takımdan 3’er puan silindiği halde, çıkan olaylar sebebiyle 2 İzmir takımı iç saha maçlarını seyircisiz oynadığı halde, Erzurumspor evinde oynayacağı maçları İstanbul’da oynadığı halde; son 2 takımdan biri olmayı sürdürüyoruz ve bundan da hâlâ bir üzüntü duymuyoruz.
Ben en azından küçük bir grubun dışında böyle bir şey görmüyorum !
Rizespor’u Rize’de yenmek her takım için zordur. Bize ise 1 puanın ilaç olacağı şüpheli iken bu kadarına bile razı olacak duruma gelmiştik.
Hem de Altay maçında kaybettiğimiz 2 puandan sonra…
Peki 3 puanları ne zaman ve kimlerden alacağız ?
Gelecek maçlar için arkadaşlar tahmin tablosu yapmışlar, bizim gelecek maçların karşısına 3’er puan, rakiplere de 0 puan yazınca hepsi altımızdaki sıralarda kalmış !
Hatta düşme tehlikesi kalmayan Tuzlaspor’u bile lütfen 2 beraberlik vererek 36 puanla altımızda bırakmışlar. Oysa bu hafta Yeni Malatyaspor’dan gelecek 3 puanları ile bundan sonraki maçların tamamını kaybetseler bile sezon sonundaki toplam puanları 37’dir. Yani bu günkü puanları da öyle…
Yönetimin ard arda yaptığı hatalar zincirine yanlış hoca seçimi de eklenmiştir.
Değerli yönetim kurulumuzu; Kaloğlu’nun hangi deneyimi veya başarısı etkilemiş olmalı ki kurtarıcı olarak görmüşler ?!
Futbolcu olarak beğendiğim, karakterli ve spor ahlakına sahip olan (kırmızı kartı yok) Kaloğlu’nun burada hocalığını değerlendiriyoruz. Başka tarafa çekme ihtimaline karşı tedbirimizi alalım da…
Mart 2022’ye kadar Altay U 19 takımında yardımcı antrenördü.
Dikkat U 19’da bile yardımcı hoca !
Daha sonra parasal sorunlar sebebiyle Altay yönetimi de maliyeti düşük olacağı için kendi içlerinden bir atama yapmıştı…
Olmadığı görülünce de 8 Şubatta ayrılık gerçekleşti.(Puan ortalaması 0.86)
Sinan Kaloğlu Altay’dan ayrıldığı gün Altay ile Gençlerbirliği arasında 3 puan fark vardı. Şimdi 4 puan fark var. Üstelik Adanaspor ve Yeni Malatyaspor’dan oynamadan aldığımız 6 puan bu hesabın içindeyken, Altay karar tarihinden hemen önce Adanaspor’a yenildiği için onlara havadan gelen puan sayısı 3’te kaldı. Yani Altay’ın fikstüründe bu maç 1 hafta sonra yer alsaydı eksiğimiz 7 puan olacaktı…
Özet olarak, Altay tedbirini aldı ve kurtuluş yolunu tuttu. Biz de tersini yaparak aşağı mahallenin yolunu tuttuk…
Bizimkilerin değerlendiremedikleri; hocanın Altay’a yetmeyen performansının Gençlerbirliği’ne nasıl yeteceğidir !
Dedik ya, bu lige yetmezse 2. lige (aslı 3. Lig) yetebileceği düşünülüyor. Eh 3 yıllık da anlaşma yapıldığına göre, herhalde alt lige hazırlık olsa gerek !
Düşünce aynen budur…
Tam destek vereceğiz diye bu kadar yanlış karşısında da suskun kalacak değiliz. Hoca meselesi 40-50 maddelik eksikler listesinin sadece bir tanesidir. Diğerlerini sezon sonuna bırakarak, üstümüze düşen fedakarlığı zaten yaptık.
Gençlerbirliği yöneticisi İsmet Beltan’ın protokol tribünü yerine kale arkasında maç seyretmesi Rizespor’un ayıbıdır ama maçtan önce bunun yazılı prosedürünü yerine getirmeyen Gençlerbirliği yönetiminin de ihmali vardır. Sekiz sene yöneticilik yapmış ve bu işleri (protokol tribünü) üstlenmiş bir kişi olarak ilk defa böyle bir rezalete şahit oluyorum. Böylece listeye bir eksik daha eklenmiş oldu.
Sevdiklerinizle beraber sağlıklı ve huzur içinde mutlu bayramlar dilerim.