Her türlü fedakarlığı göstererek bu kulüpte 14 ay görev yapan ve istifaya birkaç teşebbüsten sonra kesin kararını vermek zorunda kalan hocamız Metin Diyadin’in hiç olmazsa son kısa açıklaması mutlaka bir kenarda durmalıdır…
Her maçtan sonra verdiği mesajları ben hiç gecikmeden zamanında buradan aktardım. Ama ne yöneticilerden ne de destekçilerinden alındığına dair bir işaret gelmedi. O mesajları tek tek hatırlatacağım ama önce hocanın veda mektubu :
“14 ay önce ilk günkü heyecanımla yeniden adımımı attığım kulübümden bu gün itibariyle ayrılıyorum. Bu süreçte 9 ay transfer yasağı, 3’te kongre yaşadım. Hayatım boyunca hiç bahaneler üretmedim, hep çalıştım ve alnımın terinin izinden gittim. Ancak yalnızlık bu hayatta bir insanın yaşayacağı en zor süreçtir. Ben de bu sürece bu kadar dayanabildim.
Bu ülkenin en büyük kulüplerinden birinde yetişip, başka en büyük kulüplerinden birinde de forma giyme onurunu, gururunu yaşasam da ben Gençlerbirliğili Metin Diyadin olarak geldim ve öyle de gidiyorum, hayatım boyunca da öyle kalacağım.”
Şimdi bu açıklamayı yapanın bizim için herhangi bir hoca olmadığını bilmem hatırlatmaya gerek var mı ?
Eğer öyle olsaydı zaten bu kadar da beklemezdi…
Bu sayısal yetersizliği olan kadronun başına kim gelirse gelsin başarılı olma şansı yoktur. Bunu Metin hoca bilmesine rağmen taraftarlığı ağır bastığı için kendi kariyerini de riske atmıştır. Buna rağmen bir gün bile “salla başı al maaşı” tarzını benimsememiş, tam tersine yönetimi onlarca defa uyarmıştır.
Şimdi çekirdekçilerin, “ne zaman uyarmış ?” sözlerine muhatap olmamak için hangi maç sonrasında hangi mesajları verdiğini de aktarıyorum :
- Altınordu maçı sonrasında; “ Bundan sonraki süreçte kulübümüzün içerisinde bulunduğu transfer yasağının kaldırılması Gençlerbirliği için hayati ve tarihi bir dönemeçtir. Bunun böyle bilinmesini istiyorum. Diğer türlü sezon bizim için çok zorlu geçebilir” dedi.
- Boluspor maçı sonrasında; “Boluspor’un ciddi transferler yaptığını” anımsatan Diyadin, “Bizde bunun tam aksine, geçen yıl devre arasından beri süregelen transfer yasağı var. Transfer yasağımız olmasına rağmen geçen yılki kadrodan 7-8 oyuncunun gitmesine de müsaade edildi. Transferi açıp daha güçlü, yukarılara hedef koyan bir takım için konuşmuştuk. Ancak hem oyuncularımız gitti hem de transfer yasağı henüz açılmadı” dedi.
- Pendikspor maçı sonrasında; “Gençlerbirliği camiasına sesleniyorum,
transfer yasağının bir an önce kaldırılması gerekiyor. Önde gelenlerin bir araya gelmesi lazım. Bu çocuklar ve bizler kulüp, forma adına her şeyimizi ortaya koyuyoruz. Onlara destek verecek oyuncuların kadroya katılmaları gerekli” dedi.
- Göztepe maçı sonrasında; “Futbolcularımı tebrik ediyorum. Çünkü transfer yasağının da olduğu kulübün zorlu sürecinde bir anlamda kulüplerine katkı yaptıklarını düşünüyorum” dedi.
- Tuzlaspor maçı sonrasında ; “Transfer dönemi de bitti, her eksildiğimizde hamle şansımız da gitgide azalıyor, sarı kartlar da ilerledikçe birikecek, bunun altından kalkmak kolay olmayacak” dedi.
Sakın hocanın uyarıları bunlarla sınırlı sanılmasın. Çabuk unutuyoruz ama 9 aydır benzer uyarıları sık sık tekrarlıyordu. Ancak bizden birisi olduğu için “söyler ama gereğini yapmaz” inancı hakim olmuştu. Sonunda sabır taşı çatladı…
Şimdi gelecek hoca şartları bilerek görevi kabul edecek. Ve de transfer yasağından hiç bahsetmeyecek…
Peki bu avantaj mı ?
İş bilmezler ve hayalperestler için avantaj, 6-7 ay daha zaman kazandılar…
Sonrası mı ?
Onu da Nisan ayı civarında göreceğiz !