Transfer yasağının kaldırılmasını beklerken (hoca da aynı isteği seslendirirken), birden konu döndü dolaştı “kadrodaki futbolculara ödenmeyen maaş ve primlerin ödenmesi” noktasına geldi.
Aşağıda anlatacaklarım, şeffaflık rafa kalktığı için sağdan soldan duyduklarıma dayanmaktadır. Bu ayıbın bana ait olmadığının altını baştan çizeyim !
Güya Metin Diyadin, ‘transfer tahtasının açılmamasına’ razı olmuş da; “en azından çocukların paralarını ödemezseniz ben yokum” diyerek istifa etmeye niyetlenmiş. Peki 2 gün önce söyledikleri ne olacak ?
Sonra Niyazi Akdaş devreye girmiş ve demiş ki; “çocukların parasını ben bir iki gün içinde ödeyeceğim, sen görevine devam et.”
Hoca da inanmış ve devam etmeye karar vermiş !
Trajikomik olaya bakar mısınız ?
Transfer tahtasını unut, günlük yaşamaya razı ol…
Yani gidişatta bir santim ilerleme olmadan hem eski başkan hem de hoca güya puan toplayacaklar…
Bu işin sonu sadece küme düşmek olsa yine de öpüp başımıza koyalım.
Hacettepe’yi yaşatmak bahanesi ile tesisimiz ortak kullanıma açılmıştır.
‘Söğüt İnşaat’a itiraz eden camiadan ise tık yok. Peki bunun o girişimden ne farkı var acaba ?
Niyazi Akdaş, kongrede 2 adaydan birisi lehine oyunu açıklamadı mı ?
Dolayısıyla transfer tahtasının açılmamasında, maaş ve primlerin ödenmemesinde ve de üstüne üstlük tesislerin bir kısmı için kullanım hakkının başkasına devredilmesinde Niyazi beyin hiç sorumluluğu yok mu ?
Bu memlekette efsane başkan olmak ne kadar kolay değil mi ?
Kendisine hayran olan gruptan aşağıdaki soruma cevap rica ediyorum…
“Arda Çakmak’ın listesi yetersiz” diyenler, yeterli olan listenin tek hayırlı icraatını söyleyebilirler mi ?
“Sakın Köfteci Harun’un üyeliğini silmek” demeyin. O yukardaki işlerin tuzu biberi zaten. Zira ‘Gençlerbirliği unsurları dışarı, Gençlerbirliği dışındaki unsurlar içeri’ durumu en kararlı uygulanan strateji olmadı mı ?
Gençlerbirliği taraftarları içinde Harun’a bu muamelenin yapılmasını hoş görenlerin oranını bilmeyi çok arzu ederdim. Bu bir tesadüf değildir. Cemalettin Kaptan’a uygun görülen muameleye daha yeni tanık olmadık mı ?
Gençlerbirliği’nin bu temel değerlerine yapılanlar içimizden herkese rahatça yapılabilir. Örneğin benim üye numaram 28’dir. Yani kulüpte benden daha eski üye sayısı sadece 27’dir ama onlar içinden de son senelerde kaybettiklerimiz vardır. O büyüklerimizi rahmetle anıyorum…
Değerli arkadaşlarım kendilerinden olmayanları çok rahat siliyorlar, beni de silebilirler.
Ancak Gençlerbirliği sevgimi asla silemezler, doğru bildiklerimi söylemeye devam edeceğim.