Bu günkü yazımı yönetime değil, taraftar kardeşlerime ayırdım.
Sevdiğim ve sözlerine değer verdiğim bir taraftar kardeşim, “Ercüment abinin yönetim hakkında yazdıklarına katılmıyorum” demiş. Saygı duyuyorum.
Ancak hangi eleştirilerime katılmadığını da belirtseydi ben de bundan fayda sağlamış olurdum.
Örneğin;
- Yapılan transferleri yeterli mi buluyorsunuz ?
- Gidenlerin yerine gelenleri hem sayısal hem de kalite olarak denk mi görüyorsunuz ?
- Geçtiğimiz sezonun en iyi 2 perforfamnsı kimlere aitti ?
Kaleci Ertuğrul Çetin ve Melih Bostan değil mi ?
Yerlerine benzerlerini koyamayanların ‘süper lig hedefi’ eleştirilemeyecek mi ?
- Kulübün kaybolan otobüsünü araştırmak haksızlık mı oluyor ?
- Personele ve sporculara zamanında ödeme yapılmasını istememin, tersi durumda ise performansın olumsuz etkileneceğini hatırlatmamın nesini yanlış buluyorsunuz ?
- Bir seneden fazla futbolla ilişkisini kesmiş veya kronik sakatlığı bulunan futbolcuları toplamanın sessiz kalınacak tarafı var mı ? Neresini hatalı görüyorsunuz ?
- Önceden davul çalarak alacağı futbolcuyu (Moussa Djitte) duyuran, sonra da ağzındaki lokmayı rakibe kaptıran bir yönetimi eleştirmeyecek miyiz ?
- Bal yapmayan arı Yatabare’den kurtulmak varken; beceriksizlikten veya kötü niyetten kaynaklı sözleşme uzatılması normal mi ?
Bunu eleştirmek haksızlık mı oluyor ?
- Rakiplerimizin tecrübeli çalıştırıcıları yanında bizim hocanın yanlış seçim olduğuna katılmıyor musunuz ?
İsterseniz bir kısmına bakalım :
Ersun Yanal (Amed SK), Ertuğrul Sağlam (Kocaelispor), Cihat Arslan (Ankaragücü), Hakan Kutlu (Erzurumspor), Yalçın Koşukavak (Iğdır FK), Osman Özköylü (Pendikspor), Serkan Özbalta (Çorumspor).
Hadi bunlara parasal gücümüz yetmedi diyelim. Erkan Sözeri (Şanlıurfaspor),
Mehmet Altıparmak (Esenler Erokspor), Mustafa Gürsel (Bandırmaspor) ve Metin Diyadin gibi kendi çocuklarımızdan fedakarlık yapmalarını istesek göreve getiremez miydik ?
- Kadroya takviye istemenin bir taraftar olarak ne tarafı size ters geldi ?
- Kombine biletlere yapılan yüzde 300’lük fahiş zammın geri çekilmesi teklifim hepiniz içindi. Bu sizi neden rahatsız etti ?
- Bu gerçekler Ankara’dan bakınca başka, İstanbul’dan bakınca farklı mı gözüküyor ?
Kaldı ki, bazıları gibi Ankara’da oturup Galatasaray bayrağı sallayan ve Gençlerbirliği taraftarlığını yedekte tutan bir kişi değilim. Tek sevdası kırmızı siyah renkler olan ve bunun için de ilgisini uzaktan da olsa sürdüren bir taraftarım. Belki de telaşımız ve stresimiz bu bağlılıktan geliyor…
Hepinizi seviyorum, sadece şahısları bırakıp Gençlerbirliği açısından olaya bakmanızı bekliyorum. Benim yaptığım zararlı bir şey değildir. Merhum Efsane Başkan’a bile sık sık eleştiri yöneltirdim. İlk anda kızsa bile bir müddet sonra “sen haklıymışsın” derdi. Ve de en üstün özelliği kin tutmaz, kenara yazmazdı. Birden parlar, sonra yavaş yavaş normale dönerdi. Işıklar içinde uyusun…
Sonrası ise malum, Gayrimenkullerimiz vardı buharlaştı, Hacettepe’yi kurduk bizden gitti, spor lisesini kurduk bizden gitmek üzere. Tesislerin bizde kalacağının garantisi yok…
Ben gördüğümü yazarım, asla ‘birilerinin hoşuna gitsin’ diye yazmam. Neticede ya beni böyle kabul edin ya da hiç dikkate almayın…
Nasıl olsa çevrede ‘kim neyi duymak istiyorsa onu söyleyenler’ çoğunlukta…
Bu sanatın adına “nabza göre şerbet vermek” deniyor ve ben bu kabiliyetten yoksunum. Dolayısıyla isteyen onları dinleyerek mutlu olabilir…